[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası
4 posters
4 sayfadaki 4 sayfası
4 sayfadaki 4 sayfası • 1, 2, 3, 4
Tubrom Blackbarrel
Esme’nin gittiğini görünce biraz rahatlamıştı. Birlikte yaptıkları işte, beklediği gibi bir uyum sağlayamamışlardı. Çavuşun yolda iri bir sıçanı öldürüp yemeyi teklif etmesi ise onu daha da şaşırtmıştı. Zaten kendilerine yemek yapacaklardı, sıçan yemeği nereden çıkmıştı?
Öldürmekten mi zevk alıyor yoksa damak tadı mı farklı acaba ?
Çavuş hakkında kafasında garip düşünceler dolaşırken uzun yürüyüşlerinin ardından sonunda köye varmışlardı.
Köyün girişinde ileride duran, çam yarması gibi iri bir teyze ile yanında sürekli başını sallayan tuhaf adamları görünce, biraz daha tedirgin olmuştu. Köy halkı ile bu adamlar, birbirlerinden tamamen bağımsız iki topluluk gibi görünüyordu. Çavuş onlarla konuşmaya başladığında, o arka planda kalmayı tercih ederek etrafı dikkatlice gözlemlemeye koyuldu.
Silahlar, tehlikeli tipler, korsan bayrakları... Gözüne tehditkâr bir şey takılabilecek her noktaya bakıyordu. Grubun gerisinde durarak potansiyel tehlikeleri fark etmeye çalışırken, köyün havası kendisi için garip bir hal almaya başlıyordu.
Öldürmekten mi zevk alıyor yoksa damak tadı mı farklı acaba ?
Çavuş hakkında kafasında garip düşünceler dolaşırken uzun yürüyüşlerinin ardından sonunda köye varmışlardı.
Köyün girişinde ileride duran, çam yarması gibi iri bir teyze ile yanında sürekli başını sallayan tuhaf adamları görünce, biraz daha tedirgin olmuştu. Köy halkı ile bu adamlar, birbirlerinden tamamen bağımsız iki topluluk gibi görünüyordu. Çavuş onlarla konuşmaya başladığında, o arka planda kalmayı tercih ederek etrafı dikkatlice gözlemlemeye koyuldu.
Silahlar, tehlikeli tipler, korsan bayrakları... Gözüne tehditkâr bir şey takılabilecek her noktaya bakıyordu. Grubun gerisinde durarak potansiyel tehlikeleri fark etmeye çalışırken, köyün havası kendisi için garip bir hal almaya başlıyordu.
_________________
- Spoiler:
Genel Özellikler
İsim: Tubrom
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Irk: İnsan
Taraf: Ödül Avcısı
Boy: 195 cm
Kilo: 90 kg
Deniz: East Blue DeniziFiziksel Statlar:
Güç: (24) E-4,4 (+0,4)
Çeviklik-Hız: (24) E-4,9 (+0,9)
Dayanıklılık-İrade: (24) E-5,8 (+1,8)
Farkındalık-Zeka: (24) E-4,1 (+0,1)
Karizma: (24) E-4,1 (+0,1)Pasif başlangıç yeteneği:
4 Puan
Sokak Çocuğu
Cesur Kalp
Parlak Öğrenci
Silah Eğitimi
İz Avcısı
Hafif Adım
Şahin Göz
Yön Bilgisi
Dövüş Yeteneği:
Tekniğin Adı: Kirli Dövüş
Tekniğin Puanı: 1
Tekniğin Stili: Özel
Teknikte Kullanılan Ekipman yada Ekipmanlar:Elime ne geçerse
Tekniğin Açıklaması: Her türlü silahı kullanabildiği ve rakibinin aldatmacaya yönelik bir teknik, ayak oyunları ve sinsi saldırılara dayalı, zayıf yönü farkındalığı/refleksi yüksek kişiler tarafından atlatılabilir ve sıyrılamayacağı kadar güçlü darbeler bu tekniği ezebilir.
Saldırının Adı: Jet Jab
Saldırının Kullandığı Şey: Dövüş Stili
Saldırının Kullandığı Ekipman: -
Saldırının Açıklaması: Rakibine doğru beklenmedik bir ani jab vuruşu yapar.Meslekler:
Detaylı bilgi için meslek formuna bakın
(6 özel puanınız var bu puanı ya meyveye, mesleğe, pasif yeteneklere ve dövüş yeteneğine paylaştırırsınız. İsterseniz herhangi birini seçmeyebilirsiniz) Sadece meslek seçenler 6 puan ile başlar.
Mesleğin Adı: Demircilik
Mesleğin İşlevi: Ham demir cevherlerini veyahut diğer işlenebilir cevherleri işleyerek, zırh, silah vb şeyler üretimini yapar, kişiye sabır, güç ve dayanıklılık kazandırır.
Puan: 1
Yan Dal:İtemler:
Tubrom Blackbarrel- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 22
Kayıt tarihi : 14/08/24
Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası
Grup, patikada ilerlerken Bargain gözlerini sağ taraftaki dağın zirvesine çevirdi. Ağaçların arasındaki bir boşluktan, uzakta kalan tepenin zirvesindeki yapı dikkatini çekmişti. Bu görüntü,dağın sağ taraflarında olduğunu gösteriyordu. Dağın etrafında ilerlemeye devam ettiler. Tubrom ise güneyden giriş yaptıkları adada batıya dönüp çember çizerek dağın etrafını dolandıklarını biliyordu.
Bir süre sonra çalıların arasından fırlayan bir sıçan, yolun karşısına geçip yeniden çalıların arasında kaybolmak üzereyken Bargain onu fark etti. Hiç tereddüt etmeden Soru tekniğini kullanarak ileriye sıçradı ve bir anda farenin hemen yanında belirdi. Tubrom, Bargain’in bu hareketini ilk kez görmüştü ilk kez bu kadar hızlı hareket eden biri görmüştü.
Bargain sıçanı kuyruğundan kaldırdı ve ekibe dönerek, İsteyen varsa öldürüp yiyebilir, dedi. Bir an için ortalık sessizliğe büründü. Sıçan sağa sola çırpınıyor, geriye kalan herkes ise bu duruma ne diyeceğini bilemiyordu. İyi ki Esme gitmişti. Kim bilir bu duruma nasıl tepki verirdi.
Sessizlik, Erik’in sesiyle bozuldu. "Ben bir keresinde babamın zorlamasıyla yemiştim ama zorda kalmadıkça yemeyi düşünmüyorum efendim," dedi hafif tereddütle. Ricky, şaşkınlıkla ve gülerek sordu: "Oha, cidden mi? Tadı nasıldı?"
Erik,"Babam sıçanların salçalı haşlamasının güzel olduğunu söyledi ama mangallı olanı yedim ben yağlı ve kaygandı biraz," diye açıkladı. Ricky, bir anda ciddileşen yüz ifadesiyle, "Pişirdiğinize emin misiniz? Et kaygan olur mu hiç a*ına koyim." der.
Yine kısa bir sessizlik oldu. Sonunda Putson araya girdi. "Kaptan, zaten köyde yemek yapacaklarmış. En iyisi köyde yemek," dedi. Tubrom da Putson ile aynı fikirdeydi.
Köye vardıklarında Bargain, onları karşılayan yaşlı kadına teşekkür ederek fazla kalmayacaklarını söylemişti. Kadın gülümseyerek, gözlerini hafifçe kısarak karşılık verdi. "Tabii, sorun yok. Nasıl rahat ederseniz," dedi ve ardından kendini tanıttı. "Benim ismim Betty. Kono-san, lordumuza sizin geldiğinizi haber vermeye gitti. Lordumuz misafirlerden çok hoşlanır."
Bu sırada iki adam yaklaştı. İkisi de sıcak bir şekilde gülümsüyordu. Yaşlıca gözüken adam, "Evet, lordumuz gerçekten çok misafirperverdir," diyerek konuşmaya başladı. Diğeri de gülümsemesini sürdürerek ekledi, "Hatta eminim ki sizin için yapacağımız kutlamaya da katılacaktır."
Putson, merakla sordu, "Lordunuz kim acaba?" Kısa bir sessizlik oldu. Üçü de gülümseyerek hareketsiz bir şekilde duruyorlardı. Sessizliği bozan Betty oldu. "Lordumuz, yüce Unic hazretleri. Kendisi son 5 yıldır liderimizdir," dedi.
Yaşlı adam kendini tanıtarak, "Benim adım Jake," dedi. Diğeri de, "Ben de Josef," diyerek ekledi. Josef, gülümsemeye devam ederek, "Şölen bir saate hazır olur. O zamana kadar sizi evimde misafir etmek isterim," diye önerdi. Jake ise ısrarcı bir tavırla, "Hayır, benim evimde misafir olun, efendim," dedi, aynı sıcak 100 kırışıklıklı gülümsemeyle.
Putson, Tubrom'u göstererek bir talepte bulundu. "Arkadaşımız çok aç da. Ziyafetten önce bir şeyler verebilir misiniz acaba?". Tubrom'un yanakları içine çökmüştü açlıktan. Gözlerinin altı kararmıştı resmen. Herkes ona bakarken karnından güçlü bir gurultu sesi yükseldi. Gurultunun bitmesiyle Josef hemen konuştı. "Evimde kutsal suyla yıkanmış meyvelerim var, hemen getireyim," dedi ve bir anda arkasını dönüp cübbesi savrularak koşmaya başladı. Jake de aynı hızla, "Benim evimde de kutsal suyla haşlanmış yumurtalarım var. Hemen getireyim," dedi ve o da hızla arkasını dönüp koşarak uzaklaştı. Dikkate değer hızları var gibi gözükmüyordu.
Betty ise, "Benim evimde de kutsal suyla kızarttığım farem var. Hemen getireyim," diyerek soldaki eve doğru hızla, yağlarını sağa sola savurarak koşmaya başladı.
Tabii, ekibin bir şey söyleyip onları durdurma şansı hâlâ vardı.
Bir süre sonra çalıların arasından fırlayan bir sıçan, yolun karşısına geçip yeniden çalıların arasında kaybolmak üzereyken Bargain onu fark etti. Hiç tereddüt etmeden Soru tekniğini kullanarak ileriye sıçradı ve bir anda farenin hemen yanında belirdi. Tubrom, Bargain’in bu hareketini ilk kez görmüştü ilk kez bu kadar hızlı hareket eden biri görmüştü.
Bargain sıçanı kuyruğundan kaldırdı ve ekibe dönerek, İsteyen varsa öldürüp yiyebilir, dedi. Bir an için ortalık sessizliğe büründü. Sıçan sağa sola çırpınıyor, geriye kalan herkes ise bu duruma ne diyeceğini bilemiyordu. İyi ki Esme gitmişti. Kim bilir bu duruma nasıl tepki verirdi.
Sessizlik, Erik’in sesiyle bozuldu. "Ben bir keresinde babamın zorlamasıyla yemiştim ama zorda kalmadıkça yemeyi düşünmüyorum efendim," dedi hafif tereddütle. Ricky, şaşkınlıkla ve gülerek sordu: "Oha, cidden mi? Tadı nasıldı?"
Erik,"Babam sıçanların salçalı haşlamasının güzel olduğunu söyledi ama mangallı olanı yedim ben yağlı ve kaygandı biraz," diye açıkladı. Ricky, bir anda ciddileşen yüz ifadesiyle, "Pişirdiğinize emin misiniz? Et kaygan olur mu hiç a*ına koyim." der.
Yine kısa bir sessizlik oldu. Sonunda Putson araya girdi. "Kaptan, zaten köyde yemek yapacaklarmış. En iyisi köyde yemek," dedi. Tubrom da Putson ile aynı fikirdeydi.
Köye vardıklarında Bargain, onları karşılayan yaşlı kadına teşekkür ederek fazla kalmayacaklarını söylemişti. Kadın gülümseyerek, gözlerini hafifçe kısarak karşılık verdi. "Tabii, sorun yok. Nasıl rahat ederseniz," dedi ve ardından kendini tanıttı. "Benim ismim Betty. Kono-san, lordumuza sizin geldiğinizi haber vermeye gitti. Lordumuz misafirlerden çok hoşlanır."
Bu sırada iki adam yaklaştı. İkisi de sıcak bir şekilde gülümsüyordu. Yaşlıca gözüken adam, "Evet, lordumuz gerçekten çok misafirperverdir," diyerek konuşmaya başladı. Diğeri de gülümsemesini sürdürerek ekledi, "Hatta eminim ki sizin için yapacağımız kutlamaya da katılacaktır."
Putson, merakla sordu, "Lordunuz kim acaba?" Kısa bir sessizlik oldu. Üçü de gülümseyerek hareketsiz bir şekilde duruyorlardı. Sessizliği bozan Betty oldu. "Lordumuz, yüce Unic hazretleri. Kendisi son 5 yıldır liderimizdir," dedi.
Yaşlı adam kendini tanıtarak, "Benim adım Jake," dedi. Diğeri de, "Ben de Josef," diyerek ekledi. Josef, gülümsemeye devam ederek, "Şölen bir saate hazır olur. O zamana kadar sizi evimde misafir etmek isterim," diye önerdi. Jake ise ısrarcı bir tavırla, "Hayır, benim evimde misafir olun, efendim," dedi, aynı sıcak 100 kırışıklıklı gülümsemeyle.
Putson, Tubrom'u göstererek bir talepte bulundu. "Arkadaşımız çok aç da. Ziyafetten önce bir şeyler verebilir misiniz acaba?". Tubrom'un yanakları içine çökmüştü açlıktan. Gözlerinin altı kararmıştı resmen. Herkes ona bakarken karnından güçlü bir gurultu sesi yükseldi. Gurultunun bitmesiyle Josef hemen konuştı. "Evimde kutsal suyla yıkanmış meyvelerim var, hemen getireyim," dedi ve bir anda arkasını dönüp cübbesi savrularak koşmaya başladı. Jake de aynı hızla, "Benim evimde de kutsal suyla haşlanmış yumurtalarım var. Hemen getireyim," dedi ve o da hızla arkasını dönüp koşarak uzaklaştı. Dikkate değer hızları var gibi gözükmüyordu.
Betty ise, "Benim evimde de kutsal suyla kızarttığım farem var. Hemen getireyim," diyerek soldaki eve doğru hızla, yağlarını sağa sola savurarak koşmaya başladı.
Tabii, ekibin bir şey söyleyip onları durdurma şansı hâlâ vardı.
- Xp ve Ödül Dağıtımı:
Bargain:
14 xp paragraf
4 xp zorluk
5 xp dil bilgisi
toplam 23 xp
Tubrom:
8xp paragraf
4xp zorluk
5xp dil bilgisi
toplam 17 xp
Ödül:
Bargain
+0.1 karizma
Tubrom
+0.1 day
Ödüller: karakter imzasına geçirilecektir
South Blue Anlatıcı- Anlatıcı
- Mesaj Sayısı : 44
Kayıt tarihi : 30/07/24
Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası
Cırcır böcekleriinin çığırmaları arasında kafasını kaldıran Bargain yön tayin edebilmişti
Adanın doğu tarafındayız demek
Çember mi çiziyoruz? Düz gittiğimizi sanıyordum.
Yakaladığı sıçana atılan bakışlara baktı. Doğa sesleri bile duvara çarpmış gibi sessizliğe bürününce Bargain durumun tuhaflaığını anlamıştı.
Ne olduğunu bilmiyordu ama yaptığı hareket yanlıştı ki belli ki. Kafasına düşen jeton bedeninin yeryarılıp içine girerek slot makinesinde ki jeton gibi karanlıklara saklanmak istiyordu. Yapamadı. Donup kalmıştı öylece ne yapacağını bilemez bir şekilde.
Sessizliği bozan Erik nedenini anlamasını sağlamıştı Bargain için. Ancak kendisini rahatlatmıyordu. Sıçan yemekleri ile ilgili konu ilerlerken kendisinin hala sıçanı kuyruğundan tutup öylece kaldığını fark etti. ORtamı okumayı hala öğreniyordu ve bu tür olaylar yeni olmamasına rağmen utancına karşılık ne yapacağını bilememekten ötürü duyduğu rahatsızlık kaygısını arttırmaktaydı.
Putsonun sözleriyle sıçanı bırakıp hiçbir şey söylemeden yola devam etmişti. Utançtan sadece yüzü değil bütün bedeni ısınmıştı sanki. Ter atmak için hızlı adımlarla ilerleyip soğumaya çalıştı
Reflekslerine hakim ol
Artık dağda bir başına değilsin!
Köye varana kadar kendine gelen Bargain reflekslerine daha çok hakim olması gerektiği telkiniyle yaşlı kadınla görüşüyordu şu an. Betty ile tanışıp bir lord olduğunu öğrenmişti. Diğer gülümsemeler arasında Bargain hiçbir tepki vermeden ancak nazik bir tavır takınmaya çalışıyordu. Neyse ki Putson araya girmişti ki daha fazla konuşmasına gerek kalmadı. Her konuşma da hareketsiz bir şekilde durmaları Bargain için tuhaftı. Üzerinde düşündüğünde aklına gelen ihtimaller ise Capcomda yaşadığı hayat ile sınırlıydı
Neyi bekliyorlar?
Kafalarında bir sorun mu var?
Unic ismini Putsonun yazıp yazmadığını kontrol edecekti. Peşi sıra Jake ve Josef ile de tanışan Bargain kısa, profesyonel ancak nazik bir cevap verecekti
"Memnun oldum."
Bargain herhangi bir tepki vermeden gitmelerini bekleyecek ardından ekibine dönüp ne düşündüklerini soracaktı
"Bütün bu tavırları tuhaf buldum"
Ekibini dinledikten sonra dağılmalarını ancak kendisinin müdahale edemeyeceği kadar uzaklaşmadan insanlar ile tanışıp bir sorunları olup olmadığını öğrenmelerini isteyecekti.
"Soran olursa korsan saldırısı ihbarı üzerine geldiğimizi söyleyin. Ancak başka bir bilgi vermeyin. Yiyeceklere de dikkat edin. Kutsal suyun ne olduğunu bilmiyoruz. Gerekirse bana seslenin. Ancak sadece çavuş olarak."
Nedense ismini kullanmak istemiyordu artık Bargain.
Adanın doğu tarafındayız demek
Çember mi çiziyoruz? Düz gittiğimizi sanıyordum.
Yakaladığı sıçana atılan bakışlara baktı. Doğa sesleri bile duvara çarpmış gibi sessizliğe bürününce Bargain durumun tuhaflaığını anlamıştı.
Ne olduğunu bilmiyordu ama yaptığı hareket yanlıştı ki belli ki. Kafasına düşen jeton bedeninin yeryarılıp içine girerek slot makinesinde ki jeton gibi karanlıklara saklanmak istiyordu. Yapamadı. Donup kalmıştı öylece ne yapacağını bilemez bir şekilde.
Sessizliği bozan Erik nedenini anlamasını sağlamıştı Bargain için. Ancak kendisini rahatlatmıyordu. Sıçan yemekleri ile ilgili konu ilerlerken kendisinin hala sıçanı kuyruğundan tutup öylece kaldığını fark etti. ORtamı okumayı hala öğreniyordu ve bu tür olaylar yeni olmamasına rağmen utancına karşılık ne yapacağını bilememekten ötürü duyduğu rahatsızlık kaygısını arttırmaktaydı.
Putsonun sözleriyle sıçanı bırakıp hiçbir şey söylemeden yola devam etmişti. Utançtan sadece yüzü değil bütün bedeni ısınmıştı sanki. Ter atmak için hızlı adımlarla ilerleyip soğumaya çalıştı
Reflekslerine hakim ol
Artık dağda bir başına değilsin!
Köye varana kadar kendine gelen Bargain reflekslerine daha çok hakim olması gerektiği telkiniyle yaşlı kadınla görüşüyordu şu an. Betty ile tanışıp bir lord olduğunu öğrenmişti. Diğer gülümsemeler arasında Bargain hiçbir tepki vermeden ancak nazik bir tavır takınmaya çalışıyordu. Neyse ki Putson araya girmişti ki daha fazla konuşmasına gerek kalmadı. Her konuşma da hareketsiz bir şekilde durmaları Bargain için tuhaftı. Üzerinde düşündüğünde aklına gelen ihtimaller ise Capcomda yaşadığı hayat ile sınırlıydı
Neyi bekliyorlar?
Kafalarında bir sorun mu var?
Unic ismini Putsonun yazıp yazmadığını kontrol edecekti. Peşi sıra Jake ve Josef ile de tanışan Bargain kısa, profesyonel ancak nazik bir cevap verecekti
"Memnun oldum."
Bargain herhangi bir tepki vermeden gitmelerini bekleyecek ardından ekibine dönüp ne düşündüklerini soracaktı
"Bütün bu tavırları tuhaf buldum"
Ekibini dinledikten sonra dağılmalarını ancak kendisinin müdahale edemeyeceği kadar uzaklaşmadan insanlar ile tanışıp bir sorunları olup olmadığını öğrenmelerini isteyecekti.
"Soran olursa korsan saldırısı ihbarı üzerine geldiğimizi söyleyin. Ancak başka bir bilgi vermeyin. Yiyeceklere de dikkat edin. Kutsal suyun ne olduğunu bilmiyoruz. Gerekirse bana seslenin. Ancak sadece çavuş olarak."
Nedense ismini kullanmak istemiyordu artık Bargain.
_________________
- Spoiler:
Genel Özellikler
https://onepiece-roleplay.yetkinforum.com/t41-bargain-ryo#93
[size=16]Fiziksel Statlar:
30+30+30+20+10=120
Güç: 30, D-0,1 (+0,1)
Çeviklik-Hız: 30 D-0,4 (+0,4)
Dayanıklılık-İrade: 30 D-0,8 (+0,8)
Farkındalık-Zeka: 20 E-1,2 (+1,2)
Karizma: 10 F-2,6 (+2,6)Dövüş Yeteneği:
https://onepiece-roleplay.yetkinforum.com/t42-rokushiki
Tekniğin Adı: Rokushiki
Tekniğin Puanı: 4 = E rank (8 saldırıdan 7'si kullanılmıştır)
Tekniğin Stili: Çıplak El
Tekniğin Açıklaması:Pasif başlangıç yeteneği:
2
Doğal İnsan: Bitkiler ve hayvanlar hakkında geniş bilgi.
Bahriye:
Cesur Kalp:
Survival:İtemler:
Para: 400.000 beli
Eşya-Fiyat:
Eşya-Fiyat:Grup:
Grubun Adı:- S-A927
Grubun Üyeleri(Oyuncu): Bargain
Grubun Üyeleri(özel NPC):
Grubun Üyeleri(normal NPC):
Grubun Üyeleri(gm NPC): Putson, Erik, Zeke, Ricky, Nanami, Esme, Valko, Tenma
Grubun Tarafı: Denizci
Grubun Eşyaları: 4 top, yeterli erzak, 2 sandal.
Grubun Gemisi: Karavel Tipi Gemi
Grubun Lideri: Bargain
Bargain- Denizci
- Mesaj Sayısı : 44
Kayıt tarihi : 22/07/24
Tubrom Blackbarrel
Açlıktan midem adeta kıvranıyor, bedenimdeki her kas zayıflamış gibi hissediyordum. Öyle ki, Putson’un benim adıma yardım istemesi bile utancımı hafifletmedi. Karnımdan çıkan gurultu, herkesin dikkatini bana çevirdiğinde biraz daha içime çekildim. Yine de bir şey demedim, çünkü açlık, her türlü rahatsızlığı gölgede bırakıyordu.
Betty'nin "farem var" demesiyle tüm bedenim istemsizce kasıldı. Bargain’in sıçanla olan şovu hala aklımdayken, Betty’nin kutsal suyla kızarttığı fare önerisi kulağımda çınladı. İçimden;
"İyi ki Esme burada değil, böylesine iğrenç bir manzara karşısında ne derdi kim bilir" diye düşünmeden edemedim.
Josef ve Jake'in kutsal suyla yıkanmış meyve ve haşlanmış yumurta teklifleri kulağa daha makul geliyordu, ama bu insanlar neyin peşindeydi? Neden kutsal suyla yıkanmış her şey bu kadar önem arz ediyordu?
İçimde bir huzursuzluk büyürken, bir yandan da meyve ya da yumurta mı seçsem diye düşünüyorum. Sıcak yemek iyi olurdu ama kızartılmış fare mi? Yok, bu işin nereye gittiğini bilmiyorum ama bir an önce şu yemek olayını halledip köyden çıkmamız lazım.
Bir nefes aldım ve açlığımın öfkeye dönüşmesini engellemeye çalışarak Putson’a doğru yaklaştım.
"Ne olursa olsun, lütfen bir şeyler bulalım" diye fısıldadım. Sanki dünyayı umursamıyormuş gibi davranmaya çalıştım, ama karnımdan gelen gurultu ne kadar umursadığımı ele veriyordu.
Kafamda dönen düşünceleri bastırmaya çalışırken bir şey fark ettim. Bu köyde bir tuhaflık vardı, fakat şimdilik bunu düşünecek kadar tok olmadığı için kafa yormadım.
Betty'nin "farem var" demesiyle tüm bedenim istemsizce kasıldı. Bargain’in sıçanla olan şovu hala aklımdayken, Betty’nin kutsal suyla kızarttığı fare önerisi kulağımda çınladı. İçimden;
"İyi ki Esme burada değil, böylesine iğrenç bir manzara karşısında ne derdi kim bilir" diye düşünmeden edemedim.
Josef ve Jake'in kutsal suyla yıkanmış meyve ve haşlanmış yumurta teklifleri kulağa daha makul geliyordu, ama bu insanlar neyin peşindeydi? Neden kutsal suyla yıkanmış her şey bu kadar önem arz ediyordu?
İçimde bir huzursuzluk büyürken, bir yandan da meyve ya da yumurta mı seçsem diye düşünüyorum. Sıcak yemek iyi olurdu ama kızartılmış fare mi? Yok, bu işin nereye gittiğini bilmiyorum ama bir an önce şu yemek olayını halledip köyden çıkmamız lazım.
Bir nefes aldım ve açlığımın öfkeye dönüşmesini engellemeye çalışarak Putson’a doğru yaklaştım.
"Ne olursa olsun, lütfen bir şeyler bulalım" diye fısıldadım. Sanki dünyayı umursamıyormuş gibi davranmaya çalıştım, ama karnımdan gelen gurultu ne kadar umursadığımı ele veriyordu.
Kafamda dönen düşünceleri bastırmaya çalışırken bir şey fark ettim. Bu köyde bir tuhaflık vardı, fakat şimdilik bunu düşünecek kadar tok olmadığı için kafa yormadım.
_________________
- Spoiler:
Genel Özellikler
İsim: Tubrom
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Irk: İnsan
Taraf: Ödül Avcısı
Boy: 195 cm
Kilo: 90 kg
Deniz: East Blue DeniziFiziksel Statlar:
Güç: (24) E-4,4 (+0,4)
Çeviklik-Hız: (24) E-4,9 (+0,9)
Dayanıklılık-İrade: (24) E-5,8 (+1,8)
Farkındalık-Zeka: (24) E-4,1 (+0,1)
Karizma: (24) E-4,1 (+0,1)Pasif başlangıç yeteneği:
4 Puan
Sokak Çocuğu
Cesur Kalp
Parlak Öğrenci
Silah Eğitimi
İz Avcısı
Hafif Adım
Şahin Göz
Yön Bilgisi
Dövüş Yeteneği:
Tekniğin Adı: Kirli Dövüş
Tekniğin Puanı: 1
Tekniğin Stili: Özel
Teknikte Kullanılan Ekipman yada Ekipmanlar:Elime ne geçerse
Tekniğin Açıklaması: Her türlü silahı kullanabildiği ve rakibinin aldatmacaya yönelik bir teknik, ayak oyunları ve sinsi saldırılara dayalı, zayıf yönü farkındalığı/refleksi yüksek kişiler tarafından atlatılabilir ve sıyrılamayacağı kadar güçlü darbeler bu tekniği ezebilir.
Saldırının Adı: Jet Jab
Saldırının Kullandığı Şey: Dövüş Stili
Saldırının Kullandığı Ekipman: -
Saldırının Açıklaması: Rakibine doğru beklenmedik bir ani jab vuruşu yapar.Meslekler:
Detaylı bilgi için meslek formuna bakın
(6 özel puanınız var bu puanı ya meyveye, mesleğe, pasif yeteneklere ve dövüş yeteneğine paylaştırırsınız. İsterseniz herhangi birini seçmeyebilirsiniz) Sadece meslek seçenler 6 puan ile başlar.
Mesleğin Adı: Demircilik
Mesleğin İşlevi: Ham demir cevherlerini veyahut diğer işlenebilir cevherleri işleyerek, zırh, silah vb şeyler üretimini yapar, kişiye sabır, güç ve dayanıklılık kazandırır.
Puan: 1
Yan Dal:İtemler:
Tubrom Blackbarrel- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 22
Kayıt tarihi : 14/08/24
Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası
Köylüler, dağınık bir şekilde yiyecek almak için sağa sola yönelmişlerdi. Güneş, ağaçların dalları arasından süzülerek Bargain’in yüzüne vurduğunda, adanın batı kıyısında olduklarını anladı, doğuda değillerdi. Anlaşılan farklı bir adada olmak yön duygusunu şaşırtmıştı. Şuan adanın tam batısındaydılar. Kendileri ise güneyden gelmişti. Bahriye eğitiminde öğrendikleri South Blue’nun güneş açısını kullanarak yön belirlemenin püf noktalarını hatırlatmıştı. Evet bu bölge, tanıdığı yerlerden farklıydı ve köylülerin tavırları... Ağaçları daha koyu renkli ve daha büyüktü mesela. Capcom'un ormanlarında böyle köyler yoktu. Nüfusun büyük kısmı Capcom'un ana yerleşim yerinde yaşardı. Ama bu ada orman içinde dağınık yerleşmeye sahipti.
Putson bir yandan defterine notlar alırken Tubrom, Putson’un yanına yaklaşarak kulağına yemek ihtiyacı ile alakalı fısıldadı. Tubrom’un ihtiyacını kayda geçirir gibi başıyla onaylarken "Merak etme yemek getirdiklerini söylediler. Uzun zamandır bir şey yememiş olmalısın." dedi Putson. Bu sırada Bargain, yanındaki ekip arkadaşlarına köylülerin tavırlarını tuhaf bulduğunu belirtti ve dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatarak, nasıl cevap vermeleri gerektiği konusunda kısaca talimat verdi. Kendilerini korsan saldırısı ihbarı üzerine burada olduklarını söyleyerek tanıtabilirlerdi ancak bu bilgi dışında hiçbir detay vermemeleri gerekiyormuş. Yiyeceklere de dikkat edin dedi ama.. Tubrom için bu kolay olmayabilirdi.
Etrafa bakınca, belirgin olarak beş ev gözünüze çarptı. Gerinizde ise harabe halde, yıkılmaya yüz tutmuş bir ev vardı. Köy, bu altı evden oluşuyordu; eski ve karanlık ağaçların gölgesinde duran bu evler, köye yabancı gözler için içe kapanık görüntü sergiliyordu. Ayrdıca bir köy için oldukça küçük bir yerdi. Köy bile sayılmayabilirdi.
Josef, köyün sağ tarafında uzanan bir yolun sonundaki, diğerlerinden daha yeni görünen kulübeye yöneldi. Bu evin çevresinde, birkaç eski alet ve bir yığın çalı çırpı vardı; yaprakların arasında, paslı bir balta dikkati çekiyordu. Biraz ötede, sol köşede çatısı biraz çökmüş olan bir eve doğru Jack ilerledi. Evin etrafında renkleri solmuş kumaşlar, yılların yıpranmış izlerini taşıyan metal çerçeveli pencereler göze çarpıyordu. Öndeki taş yol, evin çok uzun zamandır temizlenmediğine işaretti.
Betty, solda, yakında neredeyse tamamen sarmaşık ve çiçeklerle kaplanmış, ahşap yapılı bir eve girmişti. Buradan, köyün diğer evleri arasında farklı bir hava taşıyan bu ev, içinden hafif bir baharat kokusu yayıyordu. Betty’nin yürüyüşü esnasında, evin bahçesinde eski bir oturak ve kırık bir masa olduğu fark ediliyordu. Geriye kalan iki evden biri, Josefin evinden önce, diğerlerinden daha küçük ve oldukça alçak tavanlıydı; pencereleri kalaslarla kapatılmıştı. Diğer ev ise ormanın içine doğru biraz daha izole konumda, gri taş duvarları ile sağlam bir yapıdaydı ve kapısının üstünde bir kazığa asılmış eski bir at nalı dikkat çekiyordu.
Erick ve Ricky, ikili halinde köyün biraz daha derinlerine ilerleyerek at nalı asılı olan taş eve doğru yöneldiler. Evin sağlam yapısı, köyün diğer evlerine nazaran daha güvenli bir hava taşıyordu ve ağır gri taşları, yılların aşındırdığı izler yerine dirençli bir sertlik gösteriyordu.
Putson, Bargain’e dönerek alçak bir sesle “Kaptan, biz üçümüz ayrılmasak iyi olur. Bir şey olursa Ricky ve Erik başlarının çaresine bakabilir,” dedi. Putson, Tubrom ve Bargain’in birbirlerinden uzaklaşmamaları ihtiyatlı bir hareket olabilirdi. Ancak grubun ayrılması hızlıca bilgi alıp burayı terk etmek demekti.
Bu sırada, camları kalaslarla kapatılmış olan eski ahşap evin yanından bir figür belirdi. Siyah cübbesiyle yavaş adımlarla size doğru yaklaşan adam, beyaz saçları ve canlı pembe gözleriyle dikkat çekiyordu. Sakalsız bir suratı vardı. İnce, uzun yapılı ve orta yaşlı gibi gözüken bu adamın yüzündeki gülümseme, misafirleri hoş karşılayan bir nezaketin ifadesi gibiydi. Ellerini karnının üstünde birbirine kenetlemiş, cübbesinin geniş kollarında saklamıştı. Tamamen size odaklanarak, kendinden emin adımlarla yaklaştı.
Gruba birkaç adım kala durdu ve başıyla hafif bir selam vererek “Hoş geldiniz misafirler ben Benjamin,” dedi. “Arkadaşınızın biraz aç olduğunu duydum. Buyrun, kutsal suya batırılmış sosisimiz,” diyerek, cübbesinin kol boşluklarından elini çıkarıp Tubrom’a doğru ıslak, parlak, açık pembe ve çiğ bir sosis uzattı. Sosis, henüz pişmemiş ve oldukça kaygandı, hatta işlenmemiş gözüküyordu. Fakat Tubrom’un aç karnına bir süreliğine çözüm olabilirdi.
Putson bir yandan defterine notlar alırken Tubrom, Putson’un yanına yaklaşarak kulağına yemek ihtiyacı ile alakalı fısıldadı. Tubrom’un ihtiyacını kayda geçirir gibi başıyla onaylarken "Merak etme yemek getirdiklerini söylediler. Uzun zamandır bir şey yememiş olmalısın." dedi Putson. Bu sırada Bargain, yanındaki ekip arkadaşlarına köylülerin tavırlarını tuhaf bulduğunu belirtti ve dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatarak, nasıl cevap vermeleri gerektiği konusunda kısaca talimat verdi. Kendilerini korsan saldırısı ihbarı üzerine burada olduklarını söyleyerek tanıtabilirlerdi ancak bu bilgi dışında hiçbir detay vermemeleri gerekiyormuş. Yiyeceklere de dikkat edin dedi ama.. Tubrom için bu kolay olmayabilirdi.
Etrafa bakınca, belirgin olarak beş ev gözünüze çarptı. Gerinizde ise harabe halde, yıkılmaya yüz tutmuş bir ev vardı. Köy, bu altı evden oluşuyordu; eski ve karanlık ağaçların gölgesinde duran bu evler, köye yabancı gözler için içe kapanık görüntü sergiliyordu. Ayrdıca bir köy için oldukça küçük bir yerdi. Köy bile sayılmayabilirdi.
Josef, köyün sağ tarafında uzanan bir yolun sonundaki, diğerlerinden daha yeni görünen kulübeye yöneldi. Bu evin çevresinde, birkaç eski alet ve bir yığın çalı çırpı vardı; yaprakların arasında, paslı bir balta dikkati çekiyordu. Biraz ötede, sol köşede çatısı biraz çökmüş olan bir eve doğru Jack ilerledi. Evin etrafında renkleri solmuş kumaşlar, yılların yıpranmış izlerini taşıyan metal çerçeveli pencereler göze çarpıyordu. Öndeki taş yol, evin çok uzun zamandır temizlenmediğine işaretti.
Betty, solda, yakında neredeyse tamamen sarmaşık ve çiçeklerle kaplanmış, ahşap yapılı bir eve girmişti. Buradan, köyün diğer evleri arasında farklı bir hava taşıyan bu ev, içinden hafif bir baharat kokusu yayıyordu. Betty’nin yürüyüşü esnasında, evin bahçesinde eski bir oturak ve kırık bir masa olduğu fark ediliyordu. Geriye kalan iki evden biri, Josefin evinden önce, diğerlerinden daha küçük ve oldukça alçak tavanlıydı; pencereleri kalaslarla kapatılmıştı. Diğer ev ise ormanın içine doğru biraz daha izole konumda, gri taş duvarları ile sağlam bir yapıdaydı ve kapısının üstünde bir kazığa asılmış eski bir at nalı dikkat çekiyordu.
Erick ve Ricky, ikili halinde köyün biraz daha derinlerine ilerleyerek at nalı asılı olan taş eve doğru yöneldiler. Evin sağlam yapısı, köyün diğer evlerine nazaran daha güvenli bir hava taşıyordu ve ağır gri taşları, yılların aşındırdığı izler yerine dirençli bir sertlik gösteriyordu.
Putson, Bargain’e dönerek alçak bir sesle “Kaptan, biz üçümüz ayrılmasak iyi olur. Bir şey olursa Ricky ve Erik başlarının çaresine bakabilir,” dedi. Putson, Tubrom ve Bargain’in birbirlerinden uzaklaşmamaları ihtiyatlı bir hareket olabilirdi. Ancak grubun ayrılması hızlıca bilgi alıp burayı terk etmek demekti.
Bu sırada, camları kalaslarla kapatılmış olan eski ahşap evin yanından bir figür belirdi. Siyah cübbesiyle yavaş adımlarla size doğru yaklaşan adam, beyaz saçları ve canlı pembe gözleriyle dikkat çekiyordu. Sakalsız bir suratı vardı. İnce, uzun yapılı ve orta yaşlı gibi gözüken bu adamın yüzündeki gülümseme, misafirleri hoş karşılayan bir nezaketin ifadesi gibiydi. Ellerini karnının üstünde birbirine kenetlemiş, cübbesinin geniş kollarında saklamıştı. Tamamen size odaklanarak, kendinden emin adımlarla yaklaştı.
- Benjamin :
Gruba birkaç adım kala durdu ve başıyla hafif bir selam vererek “Hoş geldiniz misafirler ben Benjamin,” dedi. “Arkadaşınızın biraz aç olduğunu duydum. Buyrun, kutsal suya batırılmış sosisimiz,” diyerek, cübbesinin kol boşluklarından elini çıkarıp Tubrom’a doğru ıslak, parlak, açık pembe ve çiğ bir sosis uzattı. Sosis, henüz pişmemiş ve oldukça kaygandı, hatta işlenmemiş gözüküyordu. Fakat Tubrom’un aç karnına bir süreliğine çözüm olabilirdi.
- Xp ve ödül:
Bargain
24 xp prf
5 xp d.b
4 xp zorluk
33 toplam
Ödül
+0.3 farkındalık
+0.1 karzma
Tubrom
16xp prf
5xp db
4 xp zorluk
25 toplam
Ödül
+0.4 dayanıklılık
South Blue Anlatıcı- Anlatıcı
- Mesaj Sayısı : 44
Kayıt tarihi : 30/07/24
4 sayfadaki 4 sayfası • 1, 2, 3, 4
4 sayfadaki 4 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz