Fış Fış Kayıkçı, Kayıkçının Küreği
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Fış Fış Kayıkçı, Kayıkçının Küreği
Mehumetu Rinji adasında yaşadığı olaylardan sonra Rinji Limanının yolunu tutmuştu. Rinji Limanına varınca Meyve Satıcısı Muratti ile karşılaştı. Kendisiyle biraz sohbet ettikten sonra yakın zamanda tanıdığı bir tüccarın gemisi yola çıkacakmış. Egzotik meyve ve içki satıcısıymış kendisi ve ismi Kaptan Yorn imiş. Kendisi eşi Herja, öz kızı Helena, üvey çocuğu Murat ve Jasmine ile bu işi işletiyormuş. Karısı Kuzeyli iken Yorn çabuk sinirlenen bir adam olsa bile anlaşması kolay ve eğlenceli de bir adammış. Karısı Herja ve çocukları da mutfakla ilgileniyormuş. Meyve Satıcısı Muratti'den bu dedikoduyu alınca yeni kaybettiği ilginç insanlara üzülürken Mehumetu bu duyum ile birlikte başka ilginç insanların olduğunu duyunca eski neşesini geri kazandı. Biraz daha Meyve Satıcısı Muratti ile lafladıktan sonra Kaptan Yorn'un gemisinin olduğu yere doğru ağzında bir tekerleme ile yola koyuldu.
'Ben senin atanam yooo sen benim atam değilsen hayır ben senin atanam hayır sen timsahsan benim atam yoxtur sen beni kandırıkçısın yooo xandırıkçı değilem ben senin atanam gel bana sarıl yooo gelmem ben sana sarılmam' diye önceki adada yaşadığı olayı tekerleme yaparak yola koyuldu.
Limana indiğinde ise bir kaç lakırtı yaptı ve yaptığı laklaktan sonra Kaptan Yorn'un gemisini buldu. Kel yaşlı bir adamdı ve ilk görüşte birbirlerine kanları kaynadı. Çünkü o da bir amcaydı(Ojisan). Hemen içkinin dibine vurup tanıştılar ve iyi anlaştılar. Kaptan Yorn'dan Mehumet uzak denizlere gideceklerini öğrendi. South Blue'ya geçme gitme fikri Yorn'un kafasına yer edinmişti. Neden gideceğini sorunca ise ''Yahu orada Mavakadon isimli bir meyve varmış. Onu çok merak ediyorum. Hangi yemeklerin yanında yenir. Hangi içkiyle gider. Güzel bir sos olur mu. Eşim Herja merak etmese bile ben merak ediyorum. Belki kendisinden içki bile yapılıyordur. Bi gidip görek hele He-He'' diye bilgi aldı. Mehumetu ise bu ilginç adamı sevmişti ve zaten hemen arkadaş olmuştu.
Yorn eşi Herja ve çocuklarıyla Mehumetu'yu tanıştırdı. Onlar da ilginç insanlardı. Helena'nın Yorn'un genetiğini almadığı belli oluyordu. Bukle bukle sarı saçları vardı ve burnu biraz havadaydı. 'Havalı havalı işte benim kafalı' diye düşündü Mehumetu kendi kendine ama bu espriyi sadece kendisi duyup kendisi kıkırdamıştı. 'Hehehe'. Ayrıca Helena Yorn'un ve geminin para ve resepsiyon işleriyle de ilgileniyordu.
Dış görünüşlerinden bahsetmişken Yorn cidden kel ve kalıplı bir adamdı. Sinirlendiğinde ise alnında bir damar belirip atmaya başlıyordu. Karısı Herja ise uzun sarı saçları olan ve 1.95 boylarında olan kalıplı, kaslı ve ciddi bir kadındı. Kuzeyin özelliklerini üstünde taşıyordu çünkü buz gibiydi.
Üvey çocukları olan Murat ve Jasmine gelecek olursak ikisi de siyah saçlı ve beyaz tenliydi. Uzun süre önce ebeveynlerini kaybetmişlerdi. Yorn ise onlara Herja ile sahip çıkıp çocukları gibi büyütmüştü. Jasmine getir götür işlerini yaparken temizlik ve garsonluk işleriyle de ilgileniyordu. Murat ise tam bir zıpırdı. Mehumetu ile başta sorun yaşadı çünkü üstüne birden sıcak közlenmiş patates fırlatmıştı. Patates çok sıcak olduğundan dolayı Mehumetu o heyecan ile patatesi tutamayıp yere düşürmüştü. Patates mundar olmuşken Murat ''Bana 1000 beri borcun var'' dedi. Mehumetu ''hastir lan oradan!'' diyince aralarında ufak çaplı bir dolandırılma ve kavga çıkmıştı. Sonuç ne mi oldu? Tabi ki Mehumetu tam Murat'ı döverken Yorn kahkahalar atarak araya girdi. Sonra Yorn ile Mehumet Murat'ı beraber dövdüler. Ondan sonra da Mehumetu Murat'ı yeğeni saydı ve araları seyahat boyunca iyiden çok iyiye doğru gitti. Murat'ta aşçı yamağı olduğu için yemeklerin en lezzetli kısımlarını her zaman Mehumetu'ya verdi.
Yorn ile seyahat ederken Mehumetu tabi ki gemide bir çok işe yardımcı oldu. Dingin denizde balık tuttu. Fırtınalarda geminin halatlarıyla ve çapayla ilgilendi. Yolda geminin bir çok yerini onarıp tamir etti ve gemiyi diri tuttu. Uğradıkları adada limanda açılan yemek tezgahında Jasmine ve Murat'a yardım etti. Ara sıra paraya göz kulak olup alış veriş yapılırken Helena'ya yardım etti. Mutfakta da yardım etmeye çalıştı ama 2 tane tabak kırınca Herja çok sinirlendi ve Rinji adasında yaşadığı durum başına geldi. Mutfaktan uçurularak gönderilme...
Seyahat boyunca çok ilginç insanlar ile karşılaştı. Kendisine Kaptan Vahşi Kelebek diyen bir korsan en ilginciydi. Mehumetu kendisini çok sevse de ''Ben sanat okulu okudum. Senin o avam gözlerin benim yaptığım oyunu anlamaz'' gibi garip kelimeler ve cümleler kullansa bile Mehumetu kendisini sevmişti. Kendisini kesinlikle hatırlayacaktı ve Kaptan Yorn ile birlikte yoluna devam etti.
Yorn ile seyahat ederken tabi ki yolcu ücretini böyle karşılasa da yardım ettiği şeylerden dolayı Yorn'da cömert davranıp cebine harçlığını verdi. Yorn'dan duyduğu şeye göre Red Line'da denizciler yeni bir hat açmış ve South Blue'ya geçmek için onu kullanacaklarmış. Tabi Yorn kendi ücretini ödemeyi teklif etse bile Mehumetu ''Ya olur mu öyle şey kadim dostum hehehe boşuna mı gemide size yardım ettim hehehe sizden kazandığım harçlıktan öderim olur biter hehehe o kadar yolda yardım ettiniz geminize aldınız hehehe'' diye geçiştirdi. Yorn ise üstelese bile Mehumetu'nun inadını kıramayacağını bildiği için ''He-He tamam öyle olsun o zaman'' diyip konuyu kapattı.
Red Line Kanalına geldiklerinde ise denizciler sıkı bir gemi araması yaptı. Mehumetu'nun baltasına bir ara el koyacaklardı ve bundan dolayı Mehumetu sorun çıkaracaktı ama Yorn araya girince ve kendisinin bir tüccar olduğunu ve Mehumetu'nun da bir gezgin olduğunu bildiklerinden dolayı olayı üstelemediler. Paralar ödendi, mallar kontrol edildi, kimlikler doğrulandı ve Red Line Kanalından geçiş sorunsuz bir şekilde başladı. Mehumetu yaşadığını hissederken yeni bir denize açılmanın verdiği heyecan dolu hisler vücudunu yavaş yavaş ele geçirmeye başladı.
''Acaba o konuşan timsahtan burada da var mıdır? Allah allah garip bir olaydı ve bakalım beni ne gibi yeni maceralar ve gizemler bekliyor hehehe'' diyerek Red Line Kanalının üzerinde parıldayan güneşe baktı ve Red Line Kanalından çıkıp o derin duvarları arkasında bıraktı.
'Ben senin atanam yooo sen benim atam değilsen hayır ben senin atanam hayır sen timsahsan benim atam yoxtur sen beni kandırıkçısın yooo xandırıkçı değilem ben senin atanam gel bana sarıl yooo gelmem ben sana sarılmam' diye önceki adada yaşadığı olayı tekerleme yaparak yola koyuldu.
Limana indiğinde ise bir kaç lakırtı yaptı ve yaptığı laklaktan sonra Kaptan Yorn'un gemisini buldu. Kel yaşlı bir adamdı ve ilk görüşte birbirlerine kanları kaynadı. Çünkü o da bir amcaydı(Ojisan). Hemen içkinin dibine vurup tanıştılar ve iyi anlaştılar. Kaptan Yorn'dan Mehumet uzak denizlere gideceklerini öğrendi. South Blue'ya geçme gitme fikri Yorn'un kafasına yer edinmişti. Neden gideceğini sorunca ise ''Yahu orada Mavakadon isimli bir meyve varmış. Onu çok merak ediyorum. Hangi yemeklerin yanında yenir. Hangi içkiyle gider. Güzel bir sos olur mu. Eşim Herja merak etmese bile ben merak ediyorum. Belki kendisinden içki bile yapılıyordur. Bi gidip görek hele He-He'' diye bilgi aldı. Mehumetu ise bu ilginç adamı sevmişti ve zaten hemen arkadaş olmuştu.
Yorn eşi Herja ve çocuklarıyla Mehumetu'yu tanıştırdı. Onlar da ilginç insanlardı. Helena'nın Yorn'un genetiğini almadığı belli oluyordu. Bukle bukle sarı saçları vardı ve burnu biraz havadaydı. 'Havalı havalı işte benim kafalı' diye düşündü Mehumetu kendi kendine ama bu espriyi sadece kendisi duyup kendisi kıkırdamıştı. 'Hehehe'. Ayrıca Helena Yorn'un ve geminin para ve resepsiyon işleriyle de ilgileniyordu.
Dış görünüşlerinden bahsetmişken Yorn cidden kel ve kalıplı bir adamdı. Sinirlendiğinde ise alnında bir damar belirip atmaya başlıyordu. Karısı Herja ise uzun sarı saçları olan ve 1.95 boylarında olan kalıplı, kaslı ve ciddi bir kadındı. Kuzeyin özelliklerini üstünde taşıyordu çünkü buz gibiydi.
Üvey çocukları olan Murat ve Jasmine gelecek olursak ikisi de siyah saçlı ve beyaz tenliydi. Uzun süre önce ebeveynlerini kaybetmişlerdi. Yorn ise onlara Herja ile sahip çıkıp çocukları gibi büyütmüştü. Jasmine getir götür işlerini yaparken temizlik ve garsonluk işleriyle de ilgileniyordu. Murat ise tam bir zıpırdı. Mehumetu ile başta sorun yaşadı çünkü üstüne birden sıcak közlenmiş patates fırlatmıştı. Patates çok sıcak olduğundan dolayı Mehumetu o heyecan ile patatesi tutamayıp yere düşürmüştü. Patates mundar olmuşken Murat ''Bana 1000 beri borcun var'' dedi. Mehumetu ''hastir lan oradan!'' diyince aralarında ufak çaplı bir dolandırılma ve kavga çıkmıştı. Sonuç ne mi oldu? Tabi ki Mehumetu tam Murat'ı döverken Yorn kahkahalar atarak araya girdi. Sonra Yorn ile Mehumet Murat'ı beraber dövdüler. Ondan sonra da Mehumetu Murat'ı yeğeni saydı ve araları seyahat boyunca iyiden çok iyiye doğru gitti. Murat'ta aşçı yamağı olduğu için yemeklerin en lezzetli kısımlarını her zaman Mehumetu'ya verdi.
Yorn ile seyahat ederken Mehumetu tabi ki gemide bir çok işe yardımcı oldu. Dingin denizde balık tuttu. Fırtınalarda geminin halatlarıyla ve çapayla ilgilendi. Yolda geminin bir çok yerini onarıp tamir etti ve gemiyi diri tuttu. Uğradıkları adada limanda açılan yemek tezgahında Jasmine ve Murat'a yardım etti. Ara sıra paraya göz kulak olup alış veriş yapılırken Helena'ya yardım etti. Mutfakta da yardım etmeye çalıştı ama 2 tane tabak kırınca Herja çok sinirlendi ve Rinji adasında yaşadığı durum başına geldi. Mutfaktan uçurularak gönderilme...
Seyahat boyunca çok ilginç insanlar ile karşılaştı. Kendisine Kaptan Vahşi Kelebek diyen bir korsan en ilginciydi. Mehumetu kendisini çok sevse de ''Ben sanat okulu okudum. Senin o avam gözlerin benim yaptığım oyunu anlamaz'' gibi garip kelimeler ve cümleler kullansa bile Mehumetu kendisini sevmişti. Kendisini kesinlikle hatırlayacaktı ve Kaptan Yorn ile birlikte yoluna devam etti.
Yorn ile seyahat ederken tabi ki yolcu ücretini böyle karşılasa da yardım ettiği şeylerden dolayı Yorn'da cömert davranıp cebine harçlığını verdi. Yorn'dan duyduğu şeye göre Red Line'da denizciler yeni bir hat açmış ve South Blue'ya geçmek için onu kullanacaklarmış. Tabi Yorn kendi ücretini ödemeyi teklif etse bile Mehumetu ''Ya olur mu öyle şey kadim dostum hehehe boşuna mı gemide size yardım ettim hehehe sizden kazandığım harçlıktan öderim olur biter hehehe o kadar yolda yardım ettiniz geminize aldınız hehehe'' diye geçiştirdi. Yorn ise üstelese bile Mehumetu'nun inadını kıramayacağını bildiği için ''He-He tamam öyle olsun o zaman'' diyip konuyu kapattı.
Red Line Kanalına geldiklerinde ise denizciler sıkı bir gemi araması yaptı. Mehumetu'nun baltasına bir ara el koyacaklardı ve bundan dolayı Mehumetu sorun çıkaracaktı ama Yorn araya girince ve kendisinin bir tüccar olduğunu ve Mehumetu'nun da bir gezgin olduğunu bildiklerinden dolayı olayı üstelemediler. Paralar ödendi, mallar kontrol edildi, kimlikler doğrulandı ve Red Line Kanalından geçiş sorunsuz bir şekilde başladı. Mehumetu yaşadığını hissederken yeni bir denize açılmanın verdiği heyecan dolu hisler vücudunu yavaş yavaş ele geçirmeye başladı.
''Acaba o konuşan timsahtan burada da var mıdır? Allah allah garip bir olaydı ve bakalım beni ne gibi yeni maceralar ve gizemler bekliyor hehehe'' diyerek Red Line Kanalının üzerinde parıldayan güneşe baktı ve Red Line Kanalından çıkıp o derin duvarları arkasında bıraktı.
_________________
- Spoiler:
Genel Özellikler
İsim: Mehumetu (Ojisan)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 43
Irk: İnsan
Taraf: Gezgin
Boy: 1.70
Kilo: 69 kg
Deniz: West BlueFiziksel Statlar:
Güç: D-0
Çeviklik-Hız: E-0,3 (+0.3)
Dayanıklılık-İrade: D-0
Farkındalık-Zeka: F-0.3 (+0.3)
Karizma: D-1 (+1)Pasif başlangıç yeteneği:
- 2
Cesur Kalp
Doğal İnsan
Survival
Çiftçi
- 1
Dövüş Yeteneği:
Tekniğin Adı: Dünyaları Yaran Balta
Tekniğin Stili: Yarıcı
Teknikte Kullanılan Ekipman yada Ekipmanlar: Balta Cinsi
Tekniğin Açıklaması: Çok fazla güç ve efor gerektirdiğinden üstten aşağı savururken yan taraflar savunmasız kalır. Soldan sağa ya da tam tersi yan bir hamle yaptığında ise momentumdan dolayı alt bölge ve üst bölge açıkta kalır. Aynı şey çapraz kesikte de olur hatta hedefi tutturamaz ise momentumun kuvvetine dayanamaz ve merkez kaç kuvvetin etkisiyle bedenin dengesi kaybolur.
Saldırının Adı:- Yar
Saldırının Kullandığı Ekipman: - Balta cinsi ekipman
Saldırının Açıklaması: Düşmanı yarmak için yukarıdan aşağı bir saldırı gerçekleştirir. Dünyaları Yaran Balta'nın ilk ve temel tekniğidir.
Saldırının Adı:- Biç
Saldırının Kullandığı Ekipman: - Balta cinsi ekipman
Saldırının Açıklaması: Yatay eksende ağır bir kesiş gerçekleştirir. Birden fazla düşmana yatay şekilde vuruş gerçekleştirebilir. Dünyaları Yaran Balta'nın ikinci tekniğidir.Meyve Statları:
Meslekler:
- 3
Mesleğin Adı: Marangoz
Mesleğin İşlevi: Mesleğiniz ne yapar, ne üretir, size neyin bilgisini kazandırır? - Ağaç ve benzeri her türlü materyali işler ve yeni bir form kavuşturur.
Puan: 3.
Yan Dal:İtemler:
Marangozluk Seti (Temel)
Oduncu Baltası (Temel)
200.000ß
Mehumetu- Gezgin
- Mesaj Sayısı : 29
Kayıt tarihi : 26/08/24
Geri: Fış Fış Kayıkçı, Kayıkçının Küreği
Oyuncu deniz değiştirmiştir. Artık South Blue'da. Kendisine 36 xp verildi bu free rpden.
_________________
Ben bu sitenin kurucusuyum.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz