One Piece Forum Role Play
One Piece Forun Role Playine hoş geldin. Onaylama mail'i geç düşüyor haberin olsun.

Join the forum, it's quick and easy

One Piece Forum Role Play
One Piece Forun Role Playine hoş geldin. Onaylama mail'i geç düşüyor haberin olsun.

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

4 posters

2 sayfadaki 3 sayfası Önceki  1, 2, 3  Sonraki

Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından Bargain C.tesi Ağus. 17, 2024 7:57 pm

Denizci dediğin beyaz olmaz mı?
Siyah karizmadır. Beğendim!

"Zorunluluktan ziyade tanınmak adına gerekli, Nanami-san"

Durumu anladığını göstermek için bir elini avuç içiyle sözleri durdurmak ister gibi kaldırarak konuşmuştu Bargain. Kızlara dokunmaktan hoşlanmazdı. Garip sesler çıkartabiliyorlardı. Bu yüzden tokalaşmadı.

"'Çavuş Bargain' yeterli. Devam edebilirsin"

Zaten iş yapan birini uzun süre tutmamak gerekli olduğu için kısa kesmişti Bargain sözlerini. Ancak bir elma kasasını tek eline bu kadar rahat alabilmesi güven vericiydi. Göründüğünden daha güçlü bir rotacıydı anlaşılan.

Siyah üniformaya kafası takılmıştı mutafağa giderken.
Son zamanlarda çok yenilik oluyor
Ne yapmaya çalışıyorlar ki!
Böyle bir üniforma duymadığıma eminim.
Yine de insan bir haber verir kardeşim. Başı boş birlik miyiz biz!?
Capcom küçük bir yer. Uzatmamak lazım. Ama yine de öğrenmeliyim.

Putsona bunu ilk fırsatta sormaya verdi. Böylece yardımcı olarakta destek verdiğini hissettirebilirdi belki de kendisine.

Mutfağa vardığında Putsonu'da orada bulmuştu neyse ki. Yanındaki sert mizaçlı adamın kendisini tanıtması ardından uzatılan eli göz teması kurarak sıktı ve saygılı bir şekilde karşılık verdi.
Memnun oldum Valko-san. Ben Çavuş Bargain.

Ne konuştuklarını sorduğunda konunun günlük mönü ile ilgili olduğunu öğrenmişti. Aslında Bargain mönü ile menü arasında ki farkı bilmezdi ancak hayal meyal Ken ile böyle bir konudan bahsedildiğini hatırlıyordu.

Kendisine yöneltilen soruya karşılık afalladı. Bunu belli etmemek için sağlam durmaya çalışacakta olsa fazla kasıntı durabilirdi. Ya da beceremeyecekti ve yüzünde ki terler ifşa edecekti kendisini. Bargain balık çeşitlerini bilmezdi çünkü. Dürüstlüğünden ödün vermeden konuşacaktı.

"Emin değilim. Balıktan anlamam ama civarda çıplak elle balık yakalayarak antreman yapardım."

Yakalamak bir dert, elinde kaymadan tutması ayrı bir dert.
Eğer çok tepişirlerse shigan ile öldürürdüm
Ancak babamın öldürmeden yakaladıklarıma tam puan verdiğini hatırlıyorum. Geppou'yu bu şekilde öğrenmiştim
Su altında yapması da daha kolaydı. Ama konu yemekse, hepsi balık işte!

_________________


Spoiler:
Bargain
Bargain
Denizci
Denizci

Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 22/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından South Blue Anlatıcı Paz Ağus. 18, 2024 2:54 pm

Bargain, Nanami ile kısa ama önemli bir konuşmanın ardından mutfağa doğru ilerledi. Nanami, Bargain’in disiplini hakkındaki uyarısını en son ciddiye almış ve siyah üniformasının üzerine beyaz bir önlük giymek üzere ayrılmıştı. Bargain mutfağa ulaştığında, Putson ve Valko'yu konuşurken buldu. Onlarla selamlaşan Bargain, balık yakalama konusundaki cevabını verdi.

Valko, Bargain’in balıkları çıplak elle yakalama konusundaki yorumuna meymenetsiz bir şekilde sırıtarak cevap verdi. Bu adam nasıl oluyor da bu kadar garip gülüyordu.Yine de bir saygısızlık yapmamıştı. Onun normal gülüşü gibi gözüküyordu.

Valko: "Çıplak elle balık yakalamak ha? Kaptan'ın neden kaptan olduğunu çimdi anlayabiliyorum."

Putson da gülerek Bargain’e katıldı. Putson: "O zaman biz çavuşa kalkan balığını tarif edelim. O da bize bir ara yakalar."

Valko başını olmaz anlamında iki yana salladı. "Putson, kaptanımıza balık mı yakalatacaksın. Senin sağduyun nerede?" diye bu fikri onaylamadığını belirtti. Putson mahcup mahcup güldü. Sunduğu fikri anlaşılan kendisi de onaylamamıştı.

Konuşmanın devamında Bargain, Putson'a denizci üniformasi ile alakalı sorusunu sordu.

Putson: "Evet efendim, geçen sene yürürlüğe konulan bir kural. Bana da garip geldi, yıllardır sabit olan kuralları son yıllarda değiştirmeye başladılar. Bunun filo amirali Saitama’nın etkisi olduğunu söylüyorlar."

Valko: "Saitama mı? Duyduğum kadarıyla çok gevşek biriymiş. Hatta bazen canı sıkıldığı için göreve bile gitmiyormuş."

Putson: "Ahaha.. Evet Bay Valko, ama çok güçlü bir amiralmiş. Hatta onun için son 100 yılın Denizci Kralı diyorlar. Kimisi Gol D. Roger ile kafa kafaya kapışır diyor." Sonra iki saniye durup. "Hatta bana gülebilirsiniz ama bence Gol D. Roger'ı bile birkaç yumrukta yenebilir. Bu benim fikrim tamamen." dedi.

Evet, Putson'dan iddalı bir düşünce atmıştı ortaya. Valko'nun da şaşırdığını görebiliyordun.

Mutfaktaki bu kısa sohbetin ardından Bargain, güverteye adım attığında, nazik ve kibar bir şekilde kendisini tanıtan Dr. Tenma ile karşılaştı. Dr. Tenma, oldukça saygılı ve nazik birine benziyordu, ancak pek güçlü bir görüntüsü olduğu söylenemez. Hatta bir vuruşta defteri kapanacak gibi duryordu. Selamlayıp kendini tanıttıktan sonra "Kaptan. Bu yolculukta size emanetim. Her birinizi hayatta tutmak için elimden geleni yapacağım." dedi inançla

Dr. Tenma:

Bargain şu iki günde, birçok yeni kişiyle tanışmıştı. Hatta bu sene tanıştığı kişi sayısını 2 günde geçmiş olabilirdi. Putson, Erik, Ricky, Esme, Zeke, Nanami, Valko ve Dr. Tenma... Bunlar, artık onun mürettebatıydı. Kendisi ise bu geminin kaptanıydı.

Güverteye gelen mürettebatın geri kalanı, Bargain’e birer birer selam verdiler. Bu durum, Bargain’in omuzlarına bir sorumluluk yüklüyordu. Artık, emirleri veren kişi oydu ve yola çıkma zamanı gelmişti. Bargain, yavaştan dizginleri eline alması gerekiyordu. Emirleri doğrudan kendisi mi verecekti, yoksa Putson'u vekil olarak atayıp emirleri onun iletmesini mi sağlayacaktı?

Demirin alınmas, yelkenlerin ayarlanması, dümene birinin geçmesi ve yolculuğa çıkılması gerekiyordu. Sonrasında kaptan kamarasında rotanın ayarlanması ve Luan adasına doğru yaklaşık 2 günlük yolculuğa çıkılması gerekiyordu

XP ve ödül:
South Blue Anlatıcı
South Blue Anlatıcı
Anlatıcı
Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 30/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından Bargain Paz Ağus. 18, 2024 11:54 pm

Nanami ile konuşmasından sonra kendi üzerine de bir pelerin atmasının uygun olacağına karar vermişti Bargain.
Gemide vardır herhalde. Koysunlar o kadarını da!
Yok ise yola çıkmadan almalıyım.

Mutfakta yapılan konuşma sonrası garip bir gülümseme ile karşılaşan Bargain hiçte ummadığı bir tepki almıştı.
Balık konusunda ki bilgisizliğimden dem vurduğumu sanıyordum?
Heh! Gücümü kabul etmeleri yerinde olur tabii!

Putson'a dönen Bargain kalkan balığı tarifi beklerken Valko araya girmiş ve konumunu hatırlatmıştı Putsona. Mevcut rütbesinin bir an bol geldiğini hissetti üzerine tekrar. Aktif olarak düşünmesi gerekiyordu durumunu belli ki

Üniforma konusunda ki sorusuna aldığı cevap ile bir amiral ismi çalınmıştı kulağına. Her denizci gibi amiralleri duymuştu kendisi. Mevcut seviyeleri gerçekten ulaşılamaz görünüyordu.

Başlamadan dövüş bitirebilir mi?
Hala iş yapmak zorunda olduklarına göre hedefimizin altındalar!

Amiral Saitama hakkında dinlediği dedikodular sonrası Valkonun şaşkın suratına baktı. Ancak herhangi bir yorumda bulunmadı. Dilinden dökülen iki kelime kendi kendine konuşur gibiydi
"Neden acaba?"

Kendi kendine söylenir gibi sorduğu soruya biraz kafa yordu belki bu sırada kendisine cevapta gelebilirdi. Gelmez ise bir kaç saniye sonra güverteye doğru yürüyecek ve geminin doktoru ile karşılaşacaktı.

"Asıl biz size emanetiz Tenma-san. Görevimiz gereği size iş düşeceğini sanmıyorum ancak işimizi biliyorsunuz. Kesin diye bir şey yok"

Doktorun yanından ayrılan Bargain tanıştığı insanları geçirdi aklından.
Putson fiziksel olarak zayıf ancak sosyal olarak güçlü biriydi. Yardımcı kaptan olarak her yerde bulunamayacak olduğunda emir-komuta zincirini sağlam tutacaktı.
Erik, Zeke ve Ricky her an sahaya yollayabileceği acemilerdi. Üzerlerine daha fazla yük bindirmeden basit ama önemli noktalarda bulunabilirlerdi.
Esme nişancı olarak her an gizli ve açık bir konuma yerleştirilmeliydi. Ayrıca Bargain içinde istenmeyen duygular uyandıran bir fiziği vardı. Bunları sonra ki görüşmesinde aşıp aşamadığını görecekti. Nanami ile aşabildiğini görmüştü aslında. Yine de işini şansa bırakmamalıydı.
Nanami yeni yönetmelikten bilgisi olacak kadar kulağı delik rotacı, Valko sert duruşlu ancak görev komutayı bilen aşçı, zayıf ama işinde iyi duran doktor Tenma ile  9 kişilik bir mürettebat topladığını hesapladı Bargain. Kendisi dahil beslemesi, bakması, izlemesi ve yönetmesi gereken 9 kişi...

Herkes ile selamlaşıp geminin kaptanı ve mevcut olarak çavuş rütbesinde olduğunu belli edecek bir güverte toplantısı sonrası kafası hala sonra ki adımda idi.
Nasıl yapmalıydı?
Belki de Putsona verebilirdi bu görevi? Ancak oo zaman nasıl kendisini kabul ettirebilirdi? Sosyal olarak nasıl ilerleyebilirdi?

Sonuç olarak kamarasına gidip çavuş olduğunu belirten bir ceketi pelerin gibi omuzlarına geçirip herkese seslenmeye karar verdi öncelikle. Herkesin selamını alıp çavuş olduğunu belirttikten sonra "hazır ol!" komutu verdi kendisine şimdiye kadar yapıldığı gibi.

"Erik, Zeke ve Ricky demir alma ve yelkenlerin ayarlanması için iş bölümü yapalım. Nanami-san'nın talimatlarına göre Putson dümeni kontrol edecek. Sabahın ilk ışıkları ile yola çıkıyoruz. Tenma-san herkesin yeterince dinlendiğinden emin olacak şekilde bir program yapıp dağıtalım. Yemek saatlerine yetiştirmek için malzemelerin hazır olduğunu düşünüyorum Valko-san. Bir ihtiyacınız var ise getirilmesi için Esme size yardımcı olsun. Beklenmedik bir durumda ya da yardım gerektiğinde bana iletebilirsiniz. Görev yerlerimize, rahat!"

Herkesin ortasında görevlerin dağıtılması ile sırayla herkesi gezerek kontrol edecek ve en azından bir noktada ucundan tutacak kişi kendisi olacaktı. demir alındıktan sonra yerine yerleştirme gibi son dokunuşları, Nanaminin yön ve rota konusunda ki alternatif ve tavsiyelerine göre en kısa yolu tercih etmesi, Valkonun eksik malzemesi var ise bizzat getirmesi şeklinde ilerleyecekti.

_________________


Spoiler:
Bargain
Bargain
Denizci
Denizci

Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 22/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından South Blue Anlatıcı Salı Ağus. 20, 2024 2:41 pm

Yer South Blue, Capcom adasının açıkları, konum S-A927 ekibi

Saat: 01.55

Bargain, kendi kamarasında, üzerini uygun bir şekilde tamamlamak için pelerin arayışına başladı. Ancak odasında bulduğu denizci komutan ceketi, Nanami'nin pelerinine benzemiyordu. Ceketin sarı küçük omuzlukları ve sırtında büyük harflerle yazılmış "YÜCE" kelimesi, nispeten gösterişli sayılırdı. Ceketi giymek ona liderlik hissi verebilirdi ama aynı zamanda iddalı duruyordu.

Eğer bu ceketi giymek istemezse, başka seçenekler de vardı. Alt katlara inip tayfanın henüz tam olarak yerleşmediği kamaraları gezebilir, dolaplara göz atabilirdi. Ancak bu, biraz tuhaf bir hareket olarak algılanabilirdi. Belki de Nanami'ye sorarak ondan yedek bir pelerin isteyebilirdi, eğer bunu yaparsa Nanami'nin pelerinini çıkarttığını görecekti. Eğer isterse Nanami, kaptana pelerinini verebilirdi.

Güverteye çıktığında, mürettebatın tamamı toplanmıştı. Bargain'in "hazır ol" komutuyla tüm denizciler hizaya geçti. Onun önünde sıraya dizilen tayfa, Bargain'in liderliğini tanıdıklarını açıkça gösteriyordu. Putson, diğerlerinden farklı olarak Bargain'in hemen arkasında durmuş, yardımcı kaptan olarak ekibi gözlemliyordu.

Bargain tek tek görev dağılımını yaptıktan sonra, mürettebatın hepsi hep bir ağızdan "Anlaşıldı!" diyerek yanıt verdi. Bu tek sesli dönüt, Bargain'in otoritesini pekiştirdi. Çavuş rütbesindeki başka bir denizci böyle bir muamele görmüş müydü, bilmez; ama o an, çoğu çavuş gerçek bir kaptan gibi hissederdi.

Emirler verildikten sonra herkes hızla harekete geçti. Ricky demiri toplarken, Erik ve Zeke yelken direğine tırmanmaya başladı. Putson, kaptan kamarasının üstündeki dümenin başına geçip Nanami'nin direktiflerini dinlemeye başladı. Nanami, Putson'a talimat verirken aralarındaki uyum dikkat çekiyordu. Birbirleriyle iyi anlaşıyor gibiydiler.

Bu sırada, Bargain Valko'yu kontrol etmek için kilerde onu buldu. "Her şey tamam kaptan," diye rapor verdi Valko. Bargain, geriye döndüğünde Esme ile çarpıştı. Esme dengesini kaybedip düşerken onu kurtarmak Bargain'in elindeydi. Esme'yi düşmekten kurtarmak için yapacağı hamleye göre Bargain soğukkanlılığını kaybedebilirdi.

Ortam sakinleşip durulduktan sonra Esme, "Merhaba çavuş, haber vermeden yaklaştım benim hatam üzgünüm" dedi ve cevabını aldıktan sonra Valko'ya dönüp "Yapılacak başka bir şey var mı, Valko-san?" diye sordu. Valko, "Hayır Esme-san, şu an bir şey yok," diye cevapladı. Esme, ellerini beline koyarak, "İyi o zaman… Sanırım benlik bir şey yok," dedi.

Gemi bu sırada, gecenin yarısında hareket etmeye başlamıştı. Limandan yavaşça çıkarken, gemi karanlık okyanusa doğru ilerlerken rüzgar ve dalgalar, yolculuğun başlangıcını müjdeliyordu.

Bir süre sonra, Bargain kaptan kamarasında Nanami ile görüştü. Nanami, beyaz bir üniforma ve kısa bir etek giymişti. Güvertede görev dağılımı yapılırken de aynı şekildeydi ama Bargain bunun şimdi farkına varmıştı. Nanami, Bargain'in emirlerine uymuş ve klasik üniformayı giymişti. Rotacının söylediğine göre eğer rüzgar ve koşullar iyi giderse, 30-35 saat içinde Luan Adası'na varacaklardı.

Her şey yerli yerine oturduktan sonra, Bargain tekrar güverteye çıktı. Bir News Coo kuşunun güverteye bir gazete bıraktığını fark etti. Gazeteyi açıp incelediğinde, birkaç yeni kafa ödülü duyurusunun yanı sıra üç önemli haberle karşılaştı. Birinci haber, meyve ansiklopedisinin kaybolmasıydı. İkinci haber, West Blue'daki bir krallıkta meydana gelen bir depremi anlatıyordu. Üçüncü haber ise, Filo Amirali Saitama ile ilgiliydi.

Dümendeki Putson kaptanın gazete okuduğunu fark edince "Önemli bir gelişme var mı kaptan?" diye seslendi kaptana. Dümende bir tek Putson vardı. Nanami görevini yapıp dümeni terk etmiş olmalıydı.

Gazete:

South Blue'nun Serin Suları, Luan Adası'nın Açıkları

Sonraki gün Saat: 08.00
S-A927'den 30 saat ileri vakit.

Engin denizin ortasında, siyah saçlı bir adam kulaç atarak ilerliyor. Luan Adası'ndan epey uzakta, yalnız başına, ufukta beliren hiçbir kara parçası olmadan yüzüyor. Bu adam bir ödül avcısı olabilir ama yüzme konusunda bir şampiyon olmadığı kesin. Yorulduğunda sırt üstü uzanıp derin nefesler alıyor, bir anlığına da olsa dinlenmeyi  çalışıyor. Malum, dayanıklılığı uzun süre yüzmeye elverişli gibi durmuyor. Yine de normal bir insana göre iyi iş çıkardığı kesin.

Peki, neden bu adam denizin ortasında, tek başına bu çetin yolculuğa çıkmıştı? Kendi isteğiyle mi yüzüyordu, yoksa başına bir şey mi gelmişti? Üzerinde hiçbir silah taşımıyor gibi gözüküyordu; cebinde sadece bir para kesesi ve neredeyse herkesin cebinde olan Karaborsacı Pedro’nun kara kartı vardı. Tüm bu bilinmezlikler, denizin tuzlu rüzgarı gibi etrafını sararken, bu soruların cevabını yalnızca Tubrom adındaki ödül avcısı biliyordu ve belki de ölerek sırlarını South Blue'nun sularına gömmeye kararlıydı. Ya da adaya çıkıp sırlarını bir süre daha kendinde saklayacaktı.

Not:

Xp ve ödül dağılımı:
South Blue Anlatıcı
South Blue Anlatıcı
Anlatıcı
Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 30/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Tubrom Blackbarrel

Mesaj tarafından Tubrom Blackbarrel Salı Ağus. 20, 2024 3:09 pm

Sırt üstü yatarken denizde gözü gökyüzünde ki bulutlara ilişmişti, sanki şu solda ki yanlışlıkla patlattığı gemiye benziyordu. Eh biraz talihsizlik olmuştu ama o kadar korsanın eline düşmektense tek başına gemi patlatmak fena sayılmazdı ama elinden kaçırmış ve parasından olmuştu fakat en azından kesesi hala cebinde duruyordu.

Bir süre bu düşünceler içinde sırt üstü yatarken güneşin yavaşça yakmaya başladığını fark edince güldü ve yüzme pozisyonu aldı, biraz daha yüzmesi gerekiyordu yoksa ya balığa yem olacaktı yada tuzlu suda açlıktan ölecekti, sigara içememek canını sıksa da suyun içinde içemezdi zaten...

Yukarıda duran güneşin konumuna baktı, en son haritaya baktığında bu denizin kuzey batısında bir ada olması gerekiyordu ama son konumundan biraz kaymıştı, güneşe bir süre bakıp tahmini yerini kafasında ayarladıktan sonra kuzey olduğunu düşündüğü yöne doğru yüzmeye başladı.
Tubrom Blackbarrel
Tubrom Blackbarrel
Ödül Avcısı
Ödül Avcısı

Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 14/08/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından Bargain Salı Ağus. 20, 2024 11:26 pm

Küçük sarı omuzlukları olan cekete baktı Bargain. Modadan anlamazdı. Bu nedenle nasıl görüldüğüne takılmadı. Onun için kıyafetin işlevselliği önemliydi. Ancak bedenini yıllardır zorlaması sebebiyle ona bile ihtiyaç duymadığını düşünürdü bazen. Kıyafet kendisi için pişmiş un ve su karışımı gibiydi. Doyursun yeter.

Ama sırt kısmında ki yazıya ilişen gözü ile kafasında ki iki zıt düşünce bir an her şeyden daha gürültülü gelmişti.

Yüce?
Yüce!

Bir tarafta ki ses bunu anlamlandıramamış sorguluyordu. Her türlü soru ekiyle bağdaştırdığı kelimeyi bir kalıba sığdırmaya çalışmıştı. Yüce olan neydi? Denizciler mi? Kendisi mi? Rütbeler mi? Korsanlara karşı olan güç mü? Hepsi olabilirdi. Bir kaçı,  ya da hiçbiri.
Öte yandan biliyordu aslında. Kelime en saf haliyle gücü temsil ediyordu. Yetki gücündü.. Otorite gücündü. Emirler güçten gelirdi. İnsanları, kalpleri ezen güç. Yüreklere korku salan ya da onları selimiyetle koruyan güç. Yücelik başkalarının üzerinde durmaktı. Bunu nasıl kullanacağı ise kendisine kalmıştı.

Bargain kelimelere dökemediği bunca düşüncenin arasından sıyrıldı ve daha dil bilgisinin yetmediği dalgınlığa yol açan ceketi aynı şekilde katlayıp çıkarttığı yere koydu. Belki de Nanami'den isteyebilirdi?

Kızın ceketini mi alacaksın?
Eh ne kadar az giyinse o kadar iyi değil mi?

Düşüncenin tuhaflığını belirten tarafa kayıp Nanami'yi bir denizci olarak değilde cinsiyetinden ibaret olarak gören düşüncesine kafa salladı kafasına yapışan toz toprağı atmak ister gibi. Kendini tanıtacağı için ceket giymemeye karar vermişti sonunda.

Kendini tanıttığı ve görev dağılımı yaptığı sabah toplantısı sonrası aldığı tepki ilk defa kaptan olduğunu hissettirmişti kendisine. Şimdiye kadar üzerine bol geldiğini düşündüğü rütbesine bir an daha da ısındı böylece. Tereddüt etmiyordu belki ama hala rütbenin ağırlığını kaldıramıyormuş gibi hissediyordu. Yılların verdiği fiziksel disiplini olmasa omuzları çökerdi çoktan. Sağlam bedeninde ki sağlam kafası ile ilerlemeye devam etmeye karar verdi.

Tayfanın peşinden yapılan işleri takip etmek isteyen Bargain Nanami ve Putsonun iyi anlaştığını görünce biraz rahatlamıştı.
Rollere fazla bağımlı görev verdiğimi düşünüyordum ama herkes anlaşıyor gibi.
Bu ikisi özellikle iyi anlaşıyor ama hehheh

Toplanan demirin birbirine sürtünme sesi ve yelkenlerin hareketlendiği ortamda mutfağı kontrol eden Bargain tam çıkarken Esme ile çarpışmıştı. Bargain her an her yerde olmak ister gibi hızlı adım ilerlediği için kapıyı açaraçmaz adımladığı için olsa gerek biriyle karşılaşacağını kestirememişti belli ki.

Esmeyi Rokushiki tekniği kullanmak ister kadar çevik bir hareketle yakalamak istedi. Ancak düşmesine engel olduktan sonra Esmeye dokunduğunu fark edip ayakları üzerinde sağlam durduğundan emin olacak şekilde bir anda bırakacak ve bir adım geri çekilecekti Bargain.

Ortam sakinleştikten sonra Esme normal bir karşılık vermişti kendisine. Bargain ise tek bir kelime çıkartabildi ağzından

"Üzgünüm..."

Önüne baksa ya. Her tarafı sallanıyor zaten
Neyse ki tutabildik. Düşüp bir tarafını zedelemesini istemeyiz

Görev yerine gelip herhangi bir ihtiyaç olmadığını teyit eden Esme'ye ve Valko'ya baktı Bargain. Kendisine mental bir tokat vurup kendine gelmek isteyecek ve Esme ile konuşacaktı.

"Nişancılığın iyimiş diye duydum. Talim yapacak mısın?"

Bargain bu soruyu kullanarak hem zihnini dağıtmak hem de görev ile ilgili duyduğu uçan at hakkında konuşmak istemişti. Bu sırada yavaş yavaş yürümeye devam edecek ve Esmeye yürürke konuşmalarını işaret edecekti. Konuşurken diğer işlerden geri kalmak istemiyordu. Gerekirse bunu da söyleyebilirdi.

Esme ile olan muhabbetinden sonra nişancılığı için fırsat buldukça talimlere devam etmesini isteyecek ve kamarasına çekilecekti. Nanaminin kıyafetini süzdü ve söylediklerine uyulduğunu gördü.

Sözlerimin ağırlığına dikkat etmeliyim
Tabii ki dediğimi yapacaklar!

Varış saatine bakılırsa herkesin iyi bir uyku çekecek vakti olacağını öngörmüştü Bargain. Nanami'ye teşekkür edip doktorun yanına uğrayacaktı bunun için.

Doktorun programında herkesin göreve başlamadan yeterince dinlendiğinden emin olacak şekilde hazırlandığını gören Bargain güverteye çıkıp sabah gazetesini okumaya karar verdi.

Meyve ansiklopedisini kim neden çalar ki?
Deprem demek, Depremin bile başlamasını engelleyecek bir güç elde etmeliyim
Amiral Saitama denizcilerin düzenine uymayacak kadar kaos dolu gibi.
Güçlü olmasa bir hiç yani.

Tam bu sırada Putson'u duymuştu. Dümeni bir kaç dakikalığına alıp gazeteyi okumasını işaret etti Putsona.

"Kendin bak. Ne düşünüyorsun?"

Gelen cevap sonrası Putson'a dikiş bilen birini soracaktı. Henüz ceketin arkasında ki yazıyı değiştirmek istediğini söylemeyecekti ama.

_________________


Spoiler:
Bargain
Bargain
Denizci
Denizci

Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 22/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından South Blue Anlatıcı Perş. Ağus. 22, 2024 5:01 pm

Yer South Blue, Capcom adasının açıkları, konum S-A927 ekibi

Gece Saat: 04.00
Bargain, görev dağılımından önce kendi kamarasında üzerinde "YÜCE" yazan cekete baktı. Bu kelime abartılı gelmişti, bu yüzden ne ceketi ne de bir pelerini giydi. Üzerinde ne giymesi gerektiğine dair bir tereddüt yaşasa da anlaşılan aynı şekilde görünmeyi seçmişti.

Görev dağılımından sonra Bargain, gemide dolaşırken Esme ile çarpıştı. O anda hızlı bir refleksle astını düşmekten kurtardı. Sırtından tutup dümesini engelleyen Bargain beklediğinden farklı bir tepki almıştı. Anlaşılan Esme'yi bu ufak çarpışma pek etkilemişe benzemiyordu. Bargain'in üzgünüm sözü kimse tarafından duyulmadı ve sönüp yok oldu. Yürürken nişancılık hakkında sorduğu soruya Esme, "Şu an talim yapmaya ihtiyacım yok; ancak çavuş emrederse talim yaparım," diye cevap verdi. Anlaşılan talim yapmak istemiyordu. Ancak her denizci gibi o da verilirse üstün emri karşısında emre uymaktan başka çaresi yoktu.

Bargain, kamarasında Nanami ile görüşürken, onun emirlerine sadık kalmasından memnun olmuştu. Ekibin rotası ve planları konusunda karşılıklı fikir alışverişi yaptılar ve bu görüşme Bargain’in için bilgilendirici olmuştu. Dr. Tenma, "Tabii çavuş, nöbet saatlerini ekibin sağlığını dikkate alarak yapacağım efendim," diyerek ona güvence verdi.

Bargain, güverteye çıkarak gazeteyi okumaya başladı. Haberler üzerine kendi yorumlarını yaptıktan sonra Putson'un da düşüncelerini merak etti. Putson gazeteyi okurken, meyve ansiklopedisinin çalındığını okudu ve biraz şaşkın gözüktü. "Vay be.. Kaptan Şeytan meyvelerini biliyorsun değil mi? Bahriye eğitiminde bahsettikleri efsanevi meyveler. İnsanlara özel güçler veriyorlar ancak yüzme yetenekleri ellerinden gidiyor. Daha çok Grand Line'da olanlar. Bu bilgilerin olduğu bir ansiklopedileri çalınmış galiba." biraz daha okuyup, "Demek ki denizciler için önemli bir şeymiş. Öyle yazıyor." dedi. Bargain bu meyvelerle alakalı şeyleri duymuştu ancak bilgisi sınırlı sayılırdı. Son 60-70 yılda meyveler dört denize yayılsa da Capcom gibi küçük bir adada yaşayan Bargain'in bu konuda sınırlı bilgisi olması normal karşılanırdı. Yine de Bargain, bu meyvelerle alakalı bir şeyler biliyor olabilir.

Deprem haberiyle ilgili ise, "Hmm, deprem... Gerçi bizimle bir alakası yok sanırım," diye ekledi. Ancak, Saitama'nın yeni görselini görünce adeta heyecanla, "Oaaa! Saitama'nın yeni görseli! Kaptan bunu ben alabilir miyim? Koleksiyon yapıyorum da. Üff. Şu fotoya bak. Kesin çok çetin bir savaştan çıkmıştır, çok havalı gözüküyor" dedi. Heyecanlı ve etkilenmiş gözüküyordu.

Son olarak, Bargain, dikişle ilgili birini tanıyıp tanımadığını sorduğunda, Putson, "Bilmiyorum kaptan, ama isterseniz ekibe sorabilirim... Niye bir kıyafetiniz mi yırtıldı?" diye merakla sordu.

Sonra gazetein arasından kayıp güvertenin tahta zeminin üstüne düşen bir kağıt fark ettiler. Gecenin karanlığında gaz lambasından çıkan titrek ışıklar kağıdı aydınlattı. Kağııtta her iki kişinin de ilk kez duyduğu bir kafa ödülü vardı.
Kafa Ödülü:

Gece 4 olmuştu. Bargain'in uykusu gelmeye başlamıştı. Gemi, karanlık suların üzerinde minik bir ateşböceği misali ilerliyordu. Gecenin derin sessizliğinde sadece denizin dalga sesleri duyuluyordu. Gökyüzündeki yıldızlar, deniz yüzeyinde yansıyarak, geminin etrafını sarmış gibiydi. Eğer Bargain bu denizi izlemek için bir fırsat yakalarsa, büyüleyici görüntüye kendisini kaptırabilirdi. Yine de uyuması gerektiği bir gerçek.


South Blue'nun Serin Suları, Luan Adası'nın Açıkları

Sonraki gün Saat: 08.40
S-A927'den 28 saat 40 dk ileri vakit.

South Blue'nun dingin denizinde Tubrom, güneşi arkasına alarak yüzmeye devam ediyordu. Denizin hafif dalgaları yavaş yavaş artmaya başlamıştı. Sanki deniz onun ilerlemesine karşı hafif bir direnç gösteriyordu. Her kulaçta, suyun hafif bir soğukluk verdiğini fark etti ama pek önemsemedi; sonuçta ne kadar zorlu olursa olsun, yüzmesi şarttı.

Fakat aniden, hiç beklenmedik bir şekilde büyük bir dalga Tubrom'un suyun içinde takla atmasına sebep oldu. Tubrom'un nefesi bir anlığına kesildi, su yutmasına neden oldu. Boğazında tuzlu bir acı hissetti ve tekrar yüzeye çıkınca kısa süreli bir öksürükle boğuştu. Bu durumdan kurtulması için sakinleşmesi, kalp atışlarını düzeltmesi ve tekrar yola çıkması gerekiyordu. Eğer dinlenmezse panik yapıp boğulup ölebilirdi.

Korsan gemisine sızdığında içtiği sigarayı yanlışlıkla barut fıçısına atması ile geminin batmasına sebep olmuştu belki ama, yaptığı bu yarı sakarlık yarı havalı olayın şuanki duruma pek faydası yok gibi gözüküyordu. Ufukta kara falan gözükmediği için anlaşılan bir süre daha yüzmesi gerekiyordu.


XP ve Ödül Dağıtımı::
South Blue Anlatıcı
South Blue Anlatıcı
Anlatıcı
Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 30/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Tubrom Blackbarrel

Mesaj tarafından Tubrom Blackbarrel Perş. Ağus. 22, 2024 5:54 pm

Neredeyse bir saattir kulaç atmaya başladığın da yüzme bildiğine şükretmeye başlamıştı, o ihtiyar ödül avcısı olacağı zaman yüzmesinin işine yarayacağını söylediğin de bu kadar işe yarayacağını bilmiyordu fakat bu tempoya daha ne kadar dayanabilirdi kestiremiyordu, gökyüzü masmavi altında ki deniz masmavi resmen tüm renkler maviye dönmüştü, kendisi de güneş sayesinde siyah rengi alacağına inanıyordu.

Tüm bu düşünceler arasından bir anda bakmadığı dalga kendisini suya boğunca istemsizce ağzı açık kalmıştı, iğrenç deniz suyu boğazını yakarak geçerken yüklenerek yüzeye çıkmayı başarmıştı fakat su üstünde durmak için gerekli nefesi içine çekemiyordu. Tüm bedeniyle su üstünde durmaya çalışırken öksürüğünü tamamen atabilmek için bir kaç saniye ciğerlerini zorlayan öksürüğü tuttu ardından kuvvetli bir şekilde öksürdü, ağzının içindeki tuz tadını alırken sağına doğru genizden balgamla birlikte ağzında ki tuzu suya tükürdü. Bir süre daha öksürdükten sonra kendisine gelmiş sayılırdı, ağzına giren tuza ve arada gözüne giren tuzlu suya gönlünden koptuğu gibi sövmüştü, ardından derin bir nefes alarak suya sırtüstü uzandı ve gökyüzünü izlemeye başladı.

Bir süre dinlenip rahatladıktan sonra etrafa bakındı, dalgalar üstüne üstüne geliyordu ve şuan ki durumunda dalgaya karşı yüzerek kendisini yıpratmaması mantıklıydı. Rotasından biraz sapacaktı fakat şuan ki durumun dalgaların çaprazına doğru yüzmek daha iyi olacaktı, hem dalgayı göğüslemeyecekti hem de rotasından fazla uzaklaşmış olmayacaktı. Bu düşünceler içinde bir süre daha dinlenip kendini toparladıktan sonra ağır ama tempolu bir şekilde yüzmeye devam etti.

Karanlık mavi suların ve açık mavi gökyüzünün tam ortasında yüzerken aklına evi gelmişti, belki babasının yanında kalıp demirciliğe devam eder oradan kendisini geçindirecek kadar para kazanabilirdi, böyle ölümcül tehlikelere hiç kalmayabilirdi. Kafasında bu düşünceler gezerken sırtüstü yattı ve gülümseyerek gökyüzüne baktı, annesi kesin böyle derdi şuan görseydi ama hedefi annesinin istediği rahat hayattan daha farklı ve daha güzeldi, belki uzun sürecekti fakat en güçlü kişi olacak ve kendisi istemeden canlılar ona " KRAL" diyecekti, kafasında ki bu hayal ile birlikte hayaliyle arasına giren bu denizi yenmek için yüzmeye devam etti.

_________________


Spoiler:
Tubrom Blackbarrel
Tubrom Blackbarrel
Ödül Avcısı
Ödül Avcısı

Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 14/08/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından Bargain Perş. Ağus. 22, 2024 11:03 pm

Bu Esme'nin derdi nedir? Hiçbir şey yapmıyor!
Belki de doğru yaklaşmıyorum?

Esme için nasıl bir görev planlaması yapacağından emin olamadığı için yanında kalmasını istemeye karar vermişti Bargain. Bu şekilde yanında durmaya da daha kolay alışabilirdi belki

Tıpkı antreman yapmak gibi.
Önce her sabah kalkmaya alış...
Disiplin küçük adımlarla başlar.

Düşünceleri bile senkronize olmuştu ruhuna kadar işlemiş düzenine dayalı hareketlerde.

"Daha sonra güvertede görüşelim Esme-san."

Esme verdiği zamanlamaya uyarsa kendisi Putson ile gazete haberlerini tartışırken tekrar görüşeceklerdi.

Nanami'den Dr Tenma'ya geçen adımları sonrası Putsondan aldığı dümene gelmişti. Gazeteyi inceleyen Putsonu dinlerken haberlere yaptığı yorumlara göre konuşmak istemişti.

Putson konuşması rahat biriydi aslında. Kendisine eski dostu Ken'i hatırlatıyordu. O da böyle konuşkan ve konuşması kolay biriydi. Ancak şeytan meyvelerine olan yorumu farklıydı. Eh, Ken zengin bir çocuktu. Daha çok bilgiye sahip olması beklenir bir şeydi. Dünya hakkında pek çok bilgi edinmişti ondan, şeytan Meyveleri dahil.

"Şeytan Meyvelerinin tadının çok kötü olduğunu duymuştum."

Babasına bu konuyu sorduğunu hatırlıyordu Ken'den az önce dile getirdiği bilgiyi aldıktan sonra. Ken'nin aksine ailesi neredeyse karşıydı şeytan meyvelerine. Annesi doğal olmadığını söylemişti. Babası ise daha karmaşık bir cümle kurmuştu konuyla ilgili.

"Yoktan maddeler üretebilen, mucizelere dönüşebilen insanlara dönüşürler. Ancak hala kalplerine bağlı ruhları vardır. Bedenini ve zihnini ruhunla eşleştirirsen hepsini aşabilirsin."
"Ne demek istiyorsun, baba? Şeytan meyvesi güçlerini aşabilir miyim?"
"Hayır Bargain." dedi babası. Nadir ama hatırlanacak kadar çok gördüğü o gülümsemesi ile. Oğlunun başını okşayarak gözlerinin içine baktı ve hayat amacını besleyen cümlelerinden birini söyledi
"Hazır olduğunda buna gerek kalmayacak."

Ne beklemesi gerektiğini bilmiyordu bu konuşmanın üzerinden yıllar geçmesine rağmen. Ken'den aldığı en ayrıntılı bilgi ise anlamsızdı cahil aklında.
"Kibritsiz alev çıkartmak mı? Hayvanlara dönüşmek mi? Gerçekten değer mi?"

Deprem yorumuyla birlikte düşüncelerinden sıyrıldı Bargain. Ardından gelen amiral yorumuna ise gülmeye çalışarak karşılık verdi. Putson ile konuşması kolaydı ama bu kendi içindeki sosyal fırtınayı durdurmuyor sadece yavaşlatıyordu.
"tabii" diyebildi sadece. Ardından sorduğu soruya aldığı karşılık ile el işareti yaptı tekrar dümene geçmesi için. "Önemli değil..."

Bu sırada gazetenin arasından düşen kafa ödülüne baktı. Üzerinde yazan para miktarı dudak uçuklatan türdendi. Bu paraya sahip bir kişi için sadece zengin demek küçük kalırdı. 830 milyon beri neredeyse 8 adaya sahip olmakla eşdeğerdi.

Esme'ye bakacaktı eğer hala gelmemiş ise. Kendisini bulup az önce yaşadığı sosyal başarısızlığı telafi etmek istiyordu kendi içinde.

"Nişancılığı nerede öğrendin?"

Bir kaç muhabbet sorusu daha sormaya çalışacaktı. Nerelisin? gibi. Ardından sosyal etkileşimin getirdiği mental yorgunluğu atmak üzere kamarasına çekilecekti. Fiziksel olarak bir iş yapmamış olsa da bunca yetki yükünün ve sosyalleşmenin ardından zihni dinlenmek istiyordu belli ki.

_________________


Spoiler:
Bargain
Bargain
Denizci
Denizci

Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 22/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından South Blue Anlatıcı Ptsi Ağus. 26, 2024 2:03 pm

SOUTH BLUE'NUN SERİN SULARI, LUAN ADASI'NIN AÇIKLARI

Sonraki gün Saat: 09.10
S-A927 ile 22 saat 40 dk zaman farkı.

Güneşin doğusuyla birlikte South Blue'nun serin sularında Tubrom, yüzmeye devam ediyordu. Kendi kendine, yıllar önce ona yüzmenin önemini anlatan ihtiyar ödül avcısını hatırladı. O zamanlar, bu adam ona suyun sadece bir tehlike değil, aynı zamanda bir fırsat olduğunu söylemişti. "Bu denizler seni sadece boğmaz ya da yüzdürmez, aynı zamanda zorluklara karşı güçlendirir," demişti. Tubrom o zamanlar, bu sözlerin belki de sadece bir nasihat olduğunu düşünmüştü. Ancak şimdi, bu zorlu durumda, bu sözlerin anlamını daha iyi kavrıyordu.

Tubrom'un sırtüstü uzandığı anlarda, gökyüzü masmavi bir örtü gibi uzanıyordu. Bulutlar, denizin dalgalarıyla ahenkle dans eden pamuk yığınları gibiydi. Denizin sonsuzluğuna doğru uzanan bu manzara, Tubrom'un kalp atışlarını sakinleştirdi. Gözlerini kapattığında, dalgaların nazik ritmi ve gökyüzünün huzur verici maviliği arasında kayboluyordu.

Sonrasında Tubrom, arada sırada molalar vererek kulaç atmaya devam etti. Çapraz bir şekilde yüzerek, dalgaların direncini daha az hissetmeye çalışıyordu. Tubrom yeni şeyler denedikçe yüzmesinin geliştiğini fark edebiliyordu. Nasıl kulaç açarsa daha uzun süzülür, nasıl bacak vurursa daha hızlı ilerler. Yüzdükçe yüzmeyi öğreniyordu.

Aklında ise büyük hayalleri vardı. Korsan kralı ya da amiral olmak gibi hedefleri yoktu. Onun amacı kral olmaktı. Bu krallığı kendi elleriyle inşa edebilir ya da hazır bir krallığı ele geçirebilirdi. Ancak, bu hedeflere ulaşması için uzun bir yol katetmesi gerektiği bir gerçek.

Yüzmeye devam ederken, bir martı gökyüzünden süzülerek Tubrom'un üzerinde uçmaya başladı. Martı, kısa bir süre Tubrom'a eşlik etti, sanki ona rehberlik ediyormuş gibi. Martının hafif kanat çırpışları ve denizin yüzeyine yakın uçuşları dikkatini çekti. Bir süre seni takip eden martı, yorulup dinlenmek için sırtüstü uzandığın sırada üstüne doğru iniş yaptı. Sakin kalabilirsen perdeli ayakları ile suratına basıp dengede kalmayı çalışacaktı. Gözlerini ayaklarıyla kapatacaktı belki ama garip bir şekilde dengede kalacaktınız. Eğer panik yaparsan su yutacaksın. Tabi kuşu havada kapmayı çalışmak da bir seçenek. Artık üstüne doğru iniş yapan martı ile ne yapacağı Tubrom'a kalmış. Yine de şu bir gerçek martıyı görmesi bile bir şeyin işareti olabilir.

YER SOUTH BLUE DENİZİ, KONUM S-A927 EKİBİ

Sabah Saat: 10.00

Bargain, Esme'ye görev verememenin huzursuzluğunu hissetti, bu yüzden onu güvertede yanına çağırmaya karar verdi.

Güvertede yanına gelen Esme, Bargain'in şeytan meyveleri hakkındaki yorumlarına karşılık olarak, "6. karargahta bir keresinde bir şeytan meyvesinin taşınmasına şahit oldum. Üst rütbeli bir komutan sandıktaki meyveye eşlik ediyordu. Ama meyvenin kendisini göremedim. Özel gücü ne bilmiyorum." demişti.

Bu konu, Bargain'in aklına babasıyla olan eski bir konuşmayı getirdi. Bargain, o zamanlar bu sözlerin ne anlama geldiğini tam olarak anlamamıştı ama ileride illa ki bunun ne anlama geleceğini öğreneceği bir vakit gelecektir.

Esme'ye, nişancılığı nerede öğrendiğini sordu. Esme, kısa ve resmi bir yanıt verdi: "6. Karargah'ta efendim." Pek konuşmak istiyor gibi görünmüyordu. Bargain, sorularını sürdürebilmek için biraz daha cesaret topladı. Nereli olduğunu sordu. Esme, resmi bir şekilde cevap verdi, "Karate Krallığına bağlı Kiraz şehrinden geliyorum efendim." dedi. Bargain Kiraz şehrini daha önce duymamıştı. Bargain Kiraz şehrinin nasıl bir yer olduğunu sorarsa "Güzel bir yer." diye cevap alacaktı.

Bargain, kendi sosyal etkileşimini geliştirmeye çalışıyordu ancak Esme'nin konuşmaya pek istekli olmadığını anlayacak kadar sosyal biri sayılmazdı. Esme'ye ekibi nasıl bulduğunu sorarsa. Esme, görev için yeterli olduğunu, ancak geminin hasar alması durumunda bir marangozun eksikliğinin sorun oluşturabileceğini dile getirecekti. Ancak, bu görevde gemi savaşına girme olasılığı düşük olduğundan, bu eksikliğin büyük bir problem yapmayacağını da ekleyecek ve daha sonrasında Nanami'yi önceden tanıdığını, yakın olmadıklarını ama daha önce 6. karargahta sık sık karşılaştıklarını dile getirecekti. Yine de Bargain, Putson ile konuşmanın çok daha rahat olduğunun farkındaydı. Şu da bir gerçek, Esme ile konuşurken bu sefer garip noktalarda zihni dağılmamıştı Bargain.

Bargain, bu sohbetin ardından zihninin yorulduğunu fark etti. Sosyal etkileşimler ve yetki sorumlulukları, fiziksel bir iş yapmamış olsa bile, zihnini tüketmişti. Saat 4:20 civarında kamarasına çekildi ve çok geçmeden uykuya daldı.

Sabah normalden daha geç uyanıyorsun, uyku düzeninde son zamanlarda bir gariplik var, geç yatmanın bunda etkisi olabilir. Güverteyi süpüren Erik ile karşılaşınca kendisinden bir selam ve günaydın alıyorsun.  Yavaşça ayılırken, yemekhanenin üstündeki bacadan çıkan buharı görüp kahvaltının hazırlandığını anlarsın.  İçeri girdiğinde, herkesin kahvaltıyı beklediğini görürsün. Ricky, Zeke ve Putson bir masada neşeyle sohbet ediyorlar. Gidip konuşmalarını dinlersen Zeke'nin konuşmaları şu şekilde olacaktır: “.. yaşamak, bayağı zevki ama bir o kadar da yorucu. Orada kurallar çok sert, disiplin desen tam bir baş belası. Her gün, mecburi meditasyon seanslarımız olurdu. Düşün, sabahtan oturup saatlerce kafayı boşaltmaya çalışıyorsun. Sonra da fiziksel antrenmanlara girişiyoruz, sabahın köründen akşam karanlığına kadar... Ama, işin güzel tarafı da bu; zihnini ve bedenini bir dengeye oturtmayı öğretiyorlar. Savaş yeteneklerim de bu şekilde gelişti zaten. 'Çift Ay' ismi de oradan geliyor işte. Bir ay zihni, diğeri bedeni temsil ediyor. İkisini dengede tutmak, tarikatın felsefesi. Başta zor geliyor ama zamanla işe yaradığını anlıyorsun.”

Bu sırada, Esme köşedeki masada sessizce oturuyor ve "Canavar Ruh" adlı romanını okuyor. Romanın kapağındaki vahşi yaratık tasviri gözünden kaçmıyor. Esme, kitabın dünyasına öylesine dalmış ki, etrafındaki konuşmalara hiç kulak asmıyor.

Bir süre sonra, kahvaltı için masaya iki büyük kalkan balığı getiriliyor. Dr. Tenma ve Erik de masaya katılıyor ve hep birlikte kahvaltıya başlıyorsunuz. Kalkan balığının eti, yumuşak dokusuyla ağızda dağılıyor. Balığın hafif tuzlu ve zengin aroması, denizin tazeliğini hissettiriyor. İnce ve çıtır derisi her bir lokmada damakta hoş bir tat bırakıyor. Bu lezzetli kahvaltı, güne enerjik ve keyifli bir başlangıç sağlayacak.


Xp ve Ödüller:
South Blue Anlatıcı
South Blue Anlatıcı
Anlatıcı
Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 30/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Tubrom Blackbarrel

Mesaj tarafından Tubrom Blackbarrel Ptsi Ağus. 26, 2024 7:48 pm

Saatlerdir denizin sonsuzluğunda yüzerken, geçmişin hatıraları zihninde gitgide daha derinlere nüfuz ediyordu. Eskiden, ihtiyarın ona anlattığı öğütler, kulağında yankılanırdı ama o zamanlar bu sözlerin ne anlama geldiğini tam kavrayamamıştı. "Deniz insanı güçlendirir," derdi ihtiyar, ama bu gücün, savaş meydanlarında kazanılan zaferlerle ilgili olduğunu sanmıştı. Şimdi ise denizin, insanı boğabilen ve kimsenin boy ölçüşemeyeceği bir canavar olduğunu fark ediyordu. Teslim olmadığın sürece bu devasa yaratıkla mücadele edebilir, hayatta kalabilirdin; ama güneşin tepede parladığı bu anlarda, içinde kalan son umut kırıntısı bile eriyip gidiyordu. Eğer bir kara parçasına ulaşamazsa, tuzlu suların içinde bir avuç kuru meyve gibi kavrulup yok olacağı düşüncesi, bedenine nüfuz eden bir korku gibi her yanını sarıyordu.

Sırt üstü yüzerken bu karanlık düşüncelerle yüzleşti ve dudaklarına istemsiz bir gülümseme yayıldı. Belki de yalnızlık, insanın sonsuzluk içinde kaybolmasına neden olan bir serap gibiydi. Ancak, o bu yola endişe ya da korkularına teslim olmak için değil, hayallerini gerçekleştirmek için çıkmıştı. Güneş doğarken yönünü tayin etmeye çalışırken gökyüzünde beliren küçük bir karaltı dikkatini çekti. Gözlerini kısarak baktı; bu sonsuz denizde gerçekten bir kuş mu görüyordu, yoksa zihni ona bir oyun mu oynuyordu?

Hayır, bu gerçekten bir martıydı; hem de limanlarda küçük balıkları avlayarak açlığını gideren, fırsatçı martılardan biri. İçinde kabaran bir sevinçle kahkaha attı. Martının süzülüp üzerine konmasına izin verdi ve ona bakarken bir an için, bu yalnızlık içinde bir yoldaş bulmuş olmanın huzurunu hissetti. Ağzına bir damla bile tuzlu su sıçramasın ve martı sıçmasın diye dudaklarını sıkıca kapatıp, burnundan derin bir nefes aldı. Eğer bu kuş uçarsa, peşinden yüzerek büyük ihtimalle karayı bulabileceğini düşündü ve bu fikir içindeki umudu yeniden ateşledi.

Bu umudun ışığında, aklı karaya çıkınca neler yapacağına doğru kaydı. Martıyı kendine bir yoldaş yapmayı düşündü, belki de birlikte bu büyük okyanusun üstesinden gelebilirlerdi. Böyle düşüncelerle, sırt üstü yüzmeye devam etti; gökyüzündeki martıyla birlikte bu zorlu yolculuğa devam ederken, denizin enginliği artık bir düşman değil, hayallerini gerçeğe dönüştürecek bir dost gibi görünmeye başlamıştı, yüzünde bir tebessüm ile dalgalar içinde yüzmeye devam ediyordu.

_________________


Spoiler:
Tubrom Blackbarrel
Tubrom Blackbarrel
Ödül Avcısı
Ödül Avcısı

Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 14/08/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından Bargain Ptsi Ağus. 26, 2024 11:19 pm

Şeytan meyveleri için yapılan konuşmaya Esmede katılmıştı bir anda.

Demek sandıkta özel korumalarla taşınan şeyler.
Gerçekten değerli olmalı.

Nişancılık ile olan sorusu ise kısa ve neti. Her kelimede Bargain'nin cesareti azalıyordu sorularının niteliği ve niceliği ile birlikte.

Karate krallığını hiç buymamıştım

"Nasıl bir yer?"

Aldığı karşılık ile tek bir düşünce hücum etti zihnine

Arıza cevaplarınla daha uğraşamayacam!

Kafasını sallamak istedi. Tam olarak bu düşünceye karşı savaşıyordu. Tıpkı her sabah sıcak yatağını bırakmak istememsi gibi. Tıpkı yanan kaslarını dinlendirmek istemesi gibi. Ancak bu şekilde rahat bölgesinden çıkamazdı. Rahatlık gerekliydi. Ancak fazlası zarardı. Hele ki gelişimini engelliyorsa bütün iradesini buna harcamalıydı. Sonunda edindiği disiplini tek bir tüfekte ki tetik gibi patlayacak ve hedefine ilerleyecekti.

Esme ile konuşmaya devam etti. Basit ve ya devam ettiren sorularla ilerledi. Bütün aldığı cevaplara karşılık dikkatini en çok gemi marangozu çekmişti.

Belki Nanami ile de Esme hakkında konuşabilirim.
Zira 'hanfendi' benimle konuşmak istemiyor belli ki!

Esme belli ki burada dahi olmak istemiyordu. Belki de Bargain'nin resmi tavırlarından da olabilirdi bu. Neyi yanlış yapıyordu ki?
Emirlerden daha fazlasını yapmayan biriydi belki de. Tek bir işi vardı ve onu yapmaya odaklanmıştı. Daha fazla bir soru sormamaya karar vermişti sonunda. Doğruca uyumaya çekilmişti.

Uyku düzenini bir an önce eski haline getirmeliydi. Verimliliğinin düştüğünü hissediyordu. Belki de hala rütbesine alışmanın getirdiği mental bir zorluktu bu? Ya da sosyal olarakta kendisini zorlama ihtiyacındandı.
Her ikisi?
Hiçbiri???

Güverteyi süpüren Erik ile selamlaşıp sabah dileklerini almanın ardından kendisiyle yemeğe gelmesi için davet etti.
"Yemekten sonra devam edersin. Gel hadi kahvaltı hazır görünüyor"

Ricky, Zeke ve Putson çoktan oturmuşlardı. Yanlarına yaklaştı.
"'Çift Ay' demek."
diyerek söze karışmak istedi doğru duyduğundan emin olmak ister gibi. Bir anda konuya girmenin tuhaf kaçmayacağını umuyordu. belki de daha iyi bir yolu vardı? Aklına gelmiyordu. En azından re3zil olmadığını umarak yemek almaya geçecekti alacağı tepki sonrası.

Bu sırada gözü Esmeye kaymıştı. Tuhaf bir kitap okuyordu. Yemekten sonra hala orada ise kitabın ne hakkında olduğunu soracaktı kendisine. Ardından Putsondan durum raporu isteyecek ve beraber Nanaminin yanına gidip Esme hakkında daha fazla bilgi almayı umacaktı. Kendisi konuşmayı başlatıp ilerletemezse Putson ile doğal bir konuşma başlayacağını umuyordu.

Yemeği büyük bir iştahla yedi. kendi tuttuktan sonra pişirdikleri ile karşılaştırdı ister istemez. Ağzında ki yüzme suyu tadını götüren odun ateşinden çıkmış balık tatsız tutsuz ama yorgunluğunu bastıran bir hissiyat veriyordu. Bu ise bir şefin elinden çıkmış, eti ve tuz dahil bütün baharatlarıyla dilinin üzerinde dans eden bir yiyecekti.

Yemek sonrası önce Esmeye kitabı bahane edip konuşmak sonrasında Nanaminin yanına beraber gitmek için Putsona bakmaya gidecekti.

_________________


Spoiler:
Bargain
Bargain
Denizci
Denizci

Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 22/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından South Blue Anlatıcı Çarş. Ağus. 28, 2024 9:32 pm

SOUTH BLUE'NUN SERİN SULARI, LUAN ADASI'NIN AÇIKLARI

Sonraki gün Saat: 09.45
S-A927 ile arasında 20 saat 40 dk zaman farkı.

Güneş doğmuş ve Tubrom, denizin serin sularında ilerlemeye devam ediyordu. Geçmişin anılarıyla başbaşa kalmışken yine dinlenme vaktinin geldiğini anladı.

Tubrom, sırt üstü uzanıp gökyüzünü seyrederken, serin suyun cildine temasını hissetti. Bu sırada gökyüzünde süzülen bir martı dikkatini çekti. Küçük bir leke gibi görünen martı, yavaş yavaş yaklaşarak Tubrom'un tam üzerinde süzülmeye başladı. Martı, Tubrom'un üzerine iniş yaptı ve perdeli ayaklarını Tubrom'un yüzüne yerleştirerek dengede durmaya çalıştı. Martının şaşı gözleri ve aptalca ifadesi ile denizin ortasındaki bu adama anlam veremiyordu. Bi gözü anyaya bi gözü konyaya bakıyordu. Beyaz tüylerinin arasında, kirli sarı renkteki gagası ve farklı açılardan bakarak durumu anlamaya çalışan kafasıyla bu martı, sanki küçük bir afacan gibi görünüyordu.

Martı, yavaşça Tubrom'un saçını gagasıyla tutup hafifçe çekiştirdi. Tubrom'un saçını çalamayacağını anlayınca gökyüzüne doğru kulak acıtan şiddette çığırdı. Sonra kafasını sallaya sallaya yüksek sesle kahkaha atar gibi dalgalandı sesi. Dalgasını geçtikten sonra Tubrom'un sarı bandanasını fark etti. Beklenmedik bir hızla başındaki bandanayı çekip Tubrom'un suratına bastırarak zıpladı ve Tubrom ne olduğunu anlayamadan hızla havalandı. Bandanasıyla birlikte uçan martı, Tubrom’un yüzdüğü yöne doğru ilerlemeye başladı.

YER: SOUTH BLUE DENİZİ,

KONUM: S-A927 EKİBİ
Sabah Saat: 10.45

Bargain, sabah uyandığında, uykusuzluğun getirdiği yorgunluğu üzerinden atarken güverteyi süpüren Erik’i de alıp yemekhaneye girdi.

Yemekhaneye girdiklerinde, Ricky, Zeke ve Putson’un bir masada oturup neşeyle sohbet ettiklerini gördü. Bargain, yanlarına gidip sohbete dahil olmaya çalıştı. Zeke, Bargain'in duyması için biraz yüksek sesle konuşarak, "Evet kaptan, Çift Ay adası benim geldiğim yer. Ufak bir köyü ve Çift Ay tarikatı var. Tarikatta dediğim gibi sıkı bir eğitim var. Ben de ondan bahsediyordum" diyerek cevapladı.

Bir saniye durup, "Luan adası ise biraz farklıymış," diye ekledi Zeke. "Bu sabah den den Mushi ile Putson'a söylemişler." Sonra Putson araya girdi. "Evet kaptan, anlaşılan Luan adasındaki tarikatte ilginç kurallar varmış. Zeke'nin ailesi, Kalyon adasındaki karakoldan ulaşmışlar bize. En ilginci ise Luan adasında gülmek yasakmış. Dünyanın üzgün olduğuna inanıyorlarmış ve gülerek dünyaya saygısızlık ettiklerini düşünüyorlarmış. Herhangi biri gülerse cezalandırılıyor. Köy ile tarikat iç içeymiş ve aynı zamanda köylülerin hepsi tarikat üyesiymiş. Verilen bilgi bu kadar."

Bargain yemekten sonra Esme ile konuşmak istemişti ancak onun yemekhanede olmadığını fark etti. Anlaşılan yemeğini yiyip sessizce gitmişti. Eğer Esme ile konuşmadan yapamıyorsa, Putsonu yollayıp sohbet etmek için astını ayağına çağırabilirdi. Ya da kızı kendi halinde bırakmayı da seçebilirdi. Nasıl olsa şuan yapabileceği bir şey yoktu.

Kahvaltıdan sonra Putson ve Nanami ile Luan adasına olan yaklaşımlarını değerlendirdiler. Nanami, "Şu an saat 10.40 gibi, efendim. Bu hızla ilerlersek bir güne Luan adasına varmış oluruz. Yarın bu saatlerde ada gözükmüş olur," dedi.

Şuan Bargai'i akşama kadar boş vakti vardı. Her şey tıkırında ilerliyordu. Bu boş zamanda istediğini yapabilirdi. Abartmamak kaydı ile bu zamanda ne yapacağı konusunda kendisine belli bir özgürlük verilmiştir.

XP ve Ödül Dağıtımı::
South Blue Anlatıcı
South Blue Anlatıcı
Anlatıcı
Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 30/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Tubrom Blackbarrel

Mesaj tarafından Tubrom Blackbarrel Çarş. Ağus. 28, 2024 10:46 pm

Gözlerimi gökyüzüne dikip serin suyun cildimi okşamasına teslim olmuşken, eski günlerin ağırlığı içimde dalgalanıyordu. Biraz olsun dinlenmek istedim, belki geçmişin gölgeleri biraz daha silikleşir diye. Gökyüzünde küçük bir leke belirdi; bir martı. Başta uzaklardaydı, ama yavaş yavaş yaklaştı, sanki bilinçli olarak beni hedef alıyordu.

Tam üzerimde süzülürken, beklenmedik bir hareketle üzerime kondu. Perdeli ayakları yüzüme yerleşti, dengesini bulmaya çalışıyordu. Onun şaşı gözleri ve aptalca ifadesi, hayatın ortasında durup da yönünü kaybetmiş biri gibi bakıyordu bana. Biri batı denizine, diğeri doğu denizine bakan bu küçük yaratık, sanki neyle karşılaştığını çözmeye çalışıyordu. Beyaz tüylerinin arasında saklı, kirli sarı gagasıyla bu martı eskiden sokaklarda kendisinin taşıdığı gibi, bir çocuğun yaramaz ruhunu taşıyordu.

Birden, kafasını eğip saçımı gagasıyla hafifçe çekiştirdi, biraz acısa da şuan tek yoldaşım olduğu için ses etmiyordum. Kendisiyle bir oyun oynuyordu belli ki, ama saçı çalamayacağını anlayınca, sinirli bir çığlık attı. O kadar yüksek ve rahatsız ediciydi ki, denizin ortasında boşlukta yankılandığını duydu sesin. Ardından, sanki bir kahkaha patlatıyormuş gibi gülmesiyle gözlerini kapattı ve sırt üstü yüzmesine devam etti. Aniden sesini kesmesiyle gözlerini açmıştı, martının gözlerini suratına diktiğini fark etti, neye baktığını anlamaya çalışırken bir anda başımdaki bandanayı aldı ve suratımın ortasına bastırıp havalandı.

Martı, çalıp götürdüğü bandanamla, sanki bir zafer kazanmış gibi keyifle uçarak uzaklaşmaya başladı. Yüzdüğüm yöne doğru süzülüyordu, sanki beni bir oyuna çekmeye çalışıyordu. Bu denizin ortasında, martının oyuncağı olmuşken, kendimi gülmekten alıkoyamadım. Yolculuğuna macera aramak için çıkmıştı, artık yeni macerası bandanasını geri almaktı, yüz üstü pozisyonu bozdu ve martıya yetişmek için güçlü kulaçlar ile yüzmeye başladı.

_________________


Spoiler:
Tubrom Blackbarrel
Tubrom Blackbarrel
Ödül Avcısı
Ödül Avcısı

Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 14/08/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından Bargain Perş. Ağus. 29, 2024 8:24 pm

Başka adalardan gelenler olduğunu biliyordu Bargain. Pek çok şey duymuştu. Ama denizcilerden ama Ken'den pek çok şey öğrenmişti. Ancak başka bir ağıdan başka bir bakış açısıyla duymak tuhaftı.
Çift Ay adası demek
Ken böyle bir tarikatten bahsetmemişti

Ken'nin bile bilmediği şeyler oluyordu demek ki. Bütün Dünya avucunun içindeymiş gibi konuşurdu. Belki de o kadarda bilgili değildi...

"Gülmek mi yasak?"

Teyit etmek ister gibi tekrarlamıştı çünkü pekte mantığa sığan bir neden değildi. Ama farklı kültürleri yargılamakta mantıklı değildi kendisine göre.
Saçmalık!
Herkesin isteğine kimse karışamaz

Karşılık gelirse dinleyip Esmeye bakınca sessizce yemeğini yemiş olan esmer güzelinin ortamdan uzaklaştığını görecekti. Kızı kendi haline bırakmaya karar veren Bargain kahvaltıdan sonra Putsonu da alıp Nanami ile görüşmeye geçti.

Yarın bu saatlerde adada olacaklarını öğrendiğinde öncesinde ne yapabileceğini düşündü. Kollarını bağlayarak rüzgarı hissetmek ister gibi durmuştu olduğu yerde. Bu hareket kendsinin dahi farkında olmadığı bir tikti. Meditasyon yapmak için bağdaş kurup kafasını boşaltıyor ve mental olarak kendini eğitiyorsa bu şekilde de bedenini rüzgara bırakıp kaderin kontrol edilemyeeceğini hatırlamak isterdi. Bunun liderliğinde olduğu kişilerde nasıl bir düşünce doğuracağını bilemez ya da umursamaz şekilde önünde ki iki kişiye bakıp konuşacaktı.

"Yaklaştığımızda önden gidebilecek birileri var mı?"

Niyeti "Denizciler geliyor" şeklinde kendilerini göstermeden önce ön bilgi toplamaktı. Ardından kendileri göz önünde olurken arka planda bilgi toplayacak kişiler olmasını istiyordu. Bunu açıklamak için soracağı soru sonrası seçilecek kişiler ile bizzat görüşmek isteyecekti.

Ardından herkesin görevlerini sırayla kontrol edecekti. Akşam yemeği öncesi Rokushiki antremanı yaparak bedenini dinç tutmak istiyordu. Dün akşam ki ile aynı antremanı yaparken bu sefer Tekkai ve kami-e için ekibinden de destek almayı düşünmüştü.

Kami-e için Erik ve Ricky'nin önce teker teker sonra aynı anda saldırmalarını isteyecekti. Sadece saldırıları savuşturmaya yönelik tekniğini geliştirmek değildi amacı, aynı zamanda ekibinde ki kas gücünü de arttırmak istiyordu. 1 günde güçleri artmazdı belki ama yeni taktikler geliştirebilirlerdi belki.

Eğer Ricky ve Erik tek başına kolay gelirse ikisinden aynı anda saldırmalarını da isteyecekti. Ama yeterli bir antreman olursa herkes ile akşam yemeği yemeyi ve yemekte önden bir birlik gönderip kendilerinin ön planda olacağı arka planda da bilgi toplanmaya devam edecek bir ekip düşündüğünü dile getirecekti. Herkesin fikrini istiyordu bunun için.

Akşam yemeği gibi toplu bir ortamda bunu sormak daha iyi olur.
Umarım becerebilirler.

Sonunda akşam vakti meditasyon ile günü kapatıp uykusunu iyi almayı umuyordu. Nöbetçi kalanlar hariç herkesin jilet gibi çıkması lazımdı göreve.

_________________


Spoiler:
Bargain
Bargain
Denizci
Denizci

Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 22/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından South Blue Anlatıcı Ptsi Eyl. 02, 2024 5:56 pm

SOUTH BLUE'NUN SERİN SULARI, LUAN ADASI'NIN AÇIKLARI

Sonraki gün Saat: 13.00
S-A927 ile arasında 3 saat zaman farkı.

Tubrom, bandanasız bir şekilde sonsuz gibi görünen denizde yüzmeye devam ediyordu. Gözleri kısık, susuzluk ve kaslarındaki yanma hissi zihnini meşgul ediyordu. Ara sıra, yüzüne düşen uzun saçları görüşünü engelliyor, arada sırada eliyle saçını düzeltmeyi gerektiriyordu.

Tubrom suda yüzerken çocukluğundan bir anı gözünün önüne geldi. Sonra gençliğinden. Sonra da yakın zamandan. Sanki hayatı gözlerinin önünden geçiyordu. Hipnotize olmuştu sanki. Geçen saatlerin farkına varamayacak kadar transa geçmişti.

Ve bir çığlık

Gökyüzünden gelen bir martı çığlığı. Sanki Tubrom'a "Kendine gel aptal insan!" diyordu.

Sıcak güneş...

Tubrom gökyüzüne baktığında boynuna turuncu bandana geçirmiş martıyı gördü. Martı geri dönmüştü ve Tubrom'un üstünde daireler çizmeye başlamıştı.  Sonra tekrar aynı istikamete doğru uçarak uzaklaştı. Ve gözden kayboldu.

Zaman ierledikçe, suyun serinliği ve kaslarındaki yanma hissi giderek artıyordu. Bir süre sonra saatin öğleden sonrayı geçtiğini anladı. Derken dalgaların arasında, ufukta beliren koyu yeşil bir karaltı dikkatini çekti önce nokta gibi olan karaltı giderek büyüyecek ve kara parçası olduğunu belli edecekti.


YER: SOUTH BLUE DENİZİ,

KONUM: S-A927 EKİBİ
Sabah Saat: 8.00

Bargain, Zeke ve ekibinin sohbetini dinlerken Esme'yi yemekhanede göremeyince, onun kendi haline bırakılmasının en iyisi olduğuna karar verdi. Eski dostu Ken'i düşünmeden edemedi. Kim bilir şimdi nerede ve ne yapıyordu? Kaptan kamarasının etrafında Nanami ve Putson ile yaptıkları toplantıya geçtiğinde, öncü bir ekip göndermeyi planladığı sorusunu sordu.

Nanami, iki sandalları olduğunu, ancak adaya hala bir gün mesafede olduklarını belirtti ve "Onu en son mu düşünsek?" diye fikrini sundu. Putson ise adayı uzaktan gözetlemenin daha güvenli olacağını, adada korsan gemisi ya da duman izi yoksa o zaman bir plan yapmalarının daha mantıklı olacağını söyledi. Son kararı yine Bargain'e bıraktılar; adayı gözetleyip ne yapılması gerektiğine karar vermesini bekliyorlardı.

Bargain, güvertede yürürken Zeke, Erik ve Ricky’nin aralarında sohbet ettiğini fark etti. Ricky, sigarasını tüttürürken büyük bir özgüvenle hikayesini anlatıyordu: "...ına koyayım, sonra adama dedim ki, denizci olmak öyle s*kini sallaya sallaya arkadaşlarına emir vermek değil. Adamsan karşıma geçer, özür dilersin. Yoksa s*ktir git, rütbe atla, öyle emir ver dedim. Adam sinirlendi, kafa atmaya çalıştı. Sen misin kafa atan? Karşılık verdim, bir koydum kafayı, ikimiz de iki hafta revirde yattık. Aha, bu kaşımdaki yarık o zaman oldu."

Üçü de bu hikayeye kahkahalarla güldü. Konuşma duruş pozisyonları, kapalı bir üçgen şeklindeydi ve aralarına girmek sosyal olarak zorlayıcı olabilirdi. Ancak hepsi güldükten sonra konuşmaya girmek için bir boşluk oluştu. Ricky seni fark ettiğinde sigarasını denize atacaktı.

Antrenmana başladığında Bargain, önceki gün yaptığı çalışmaları tekrar etti. Ancak bu sefer tahta kuklalar olmadığı için bazı teknikleri denize doğru uygulamak zorunda kaldı. Gemiye zorunda kalmadıkça zarar vermemesi gerekiyordur çünkü bu gemi Asteğmen Renzo tarafından ona emanet edilmişti.

Rokushiki tekniklerini dünkü gibi çalıştı, ancak büyük bir gelişme kaydedemedi. Tekkai ve Kami-e için Zeke, Erik ve Ricky'den yardım istedi. Onlar da fiziksel antrenman yaparak Bargain’e katıldılar. Geminin önceki marangozu için ayrılmış tahta parçalarını tahta silah olarak kullanmaya karar verdiler. Şuan geminizde marangoz olmadığı için onları kullanmak sorun olmamalı.

Bargain, Kami-e tekniğini denemek için hazırlık yaptı. Erik elindeki tahta sopayla Bargain’e doğru hamle yaptı. Sopayı hızla Bargain’in yüzüne, göğsüne ve sol omzuna saplamaya çalıştı. İlk saldırı bariz bir başlangıç olduğu için Bargain bunu kolayca savuşturdu, ancak Erik’in hızı gözle takip edilemeyecek kadar hızlıydı. Göğsüne darbe aldı, ancak sol omzuna gelen darbeyi göğsündeki darbenin etkisiyle refleks olarak savuşturmayı başardı. Normalde üç saldırıdan üçünü de yemesi gerekiyordu, ancak Erik’in acemi hamlesi sayesinde sadece birini yedi. Erik'in dövüş teknikleri daha iyi olsa hızı ile başa çıkmak Bargain için bile zor olabilirdi.

Zeke ile karşılaştığında benzer bir performans sergiledi, ancak Zeke’den yediği darbe sayısı daha fazlaydı. Hızı neredeyse Erik ile eşitti ancak anlaşılan tarikatte gördüğü öğretiler boşa değildi. Dövüş tekniği çok daha profesyonel hissettiriyordu.

Ricky ise diğer ikisine göre daha yavaştı; onun saldırılarını daha rahat savuşturdu Bargain.

Tekkai antrenmanına geçtiklerinde ise üçü birden Bargain'in üstüne tahta parçalarıyla saldırdı. Ancak Bargain’in Tekkai tekniği, onların fiziksel gücünü aşacak kadar güçlüydü. Tahtaları Bargain’in üstünde vura vura parçaladılar, ama Bargain’e hiçbir zarar veremediler.

Antrenmanın ardından Bargain, tayfa ile akşam yemeğinde bir araya geldi. Şimdi bir ekip göndermenin tehlikeli olabileceği konusunda tayfadan geri dönüt aldı. Aldığı dönüt, adada bir korsan tayfası varsa, onlarla baş etmek zor olabilir. Bu yüzden adayı gözetleyip önlerini gördükten sonra hareket etmeleri yönündeydi.

Gece için nöbetçi seçilmesi gerekiyordu. Bargain, meditasyon yaparak günü verimli bir şekilde kapattı ve uyku saati geldi.

Ertesi sabah, saat 8'den 11'e kadar boş vakti olacağını bilerek uyanacak. Bu zamanı nasıl değerlendireceğini Bargain'e kalmış.

XP ve Ödül Dağıtımı::
South Blue Anlatıcı
South Blue Anlatıcı
Anlatıcı
Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 30/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından Tubrom Blackbarrel Ptsi Eyl. 02, 2024 8:00 pm

Uzakta beliren karaltıyı görünce kalbi sevinçle dolmuştu bu yeni motivasyonla birlikte ufukta beliren karaltıya odaklanarak yorgun bedenine rağmen yüzmeye devam etti. Her kulaç, onu daha da yakınlaştırıyordu. Kalbindeki umut ışığı, bitmek tükenmek bilmeyen yorgunluğunu bir nebze olsun hafifletiyordu. Ancak suyun
buz gibi serinliği ve kaslarındaki yanma hissi, ona hala meydan okuyordu. Dalgalar bazen öylesine kuvvetleniyor ve ilerleyişini yavaşlatıyordu ki, neredeyse geri çekileceğini düşünmeye başlamıştı. Ama bu sulardan sağ çıkması gerekiyordu, bu yüzden yılmadan devam etti. Gözlerini, giderek büyüyen o karaltıdan ayırmıyordu.

Dakikalar geçtikçe karaltı, netleşmeye başladı. Tubrom, bunun gerçekten bir kara parçası olduğunu anladı. Ancak sevinci, yerini bir belirsizliğe bıraktı. Bu kara parçası bir ada mıydı? Yoksa daha önce hiç varlığından haberdar olmadığı bir toprak mı? Zihninde birçok soru dolanıyordu. Adeta bir girdap gibi bu düşünceler içinde dönüp duruyordu. Ama tek bildiği, o topraklara ulaşmak zorunda olduğuydu. Artık geriye dönmek gibi bir seçenek yoktu. Adaya ilerlemek zorundaydı.

Suyun soğukluğu ve kaslarındaki yanma hissi daha da dayanılmaz bir hal aldı. Dinlenmek için her nefes alışında göğsünde bir yanma hissediyor, yutkunmakta zorlanıyordu. Fakat tüm bunlara rağmen, ilerlemek için kendini zorluyordu. Dalgalar, sanki onun bu azmini sınamak için birbiri ardına geliyordu. Birkaç kez suyun içinde kayboldu, ama her seferinde başını tekrar su yüzeyine çıkarmayı başardı. Aklında tek bir düşünce vardı: O kara parçasına ulaşmak.

Martı tekrar geri döndü, gökyüzünde bir anlığına süzülerek dikkatini çekti. Bu kez daha yakındaydı, turuncu bandanası parıldıyordu. Tubrom, martının rehberliğini takip etmeye karar verdi. Martı, ona yolu göstermeye çalışıyor gibiydi. Onun hareketlerini izleyerek, yüzme hızını ve yönünü ayarladı. Martı, daireler çizerek Tubrom’un önünde uçmaya devam etti, sonra tekrar gözden kayboldu. Tubrom, martının gösterdiği istikameti izleyerek, karaltıya doğru yüzmeyi sürdürdü.

Kara parçası artık iyice belirginleşmişti. Tubrom, yavaşça yaklaşırken, kıyının şekilleri ortaya çıkmaya başladı. Uzakta, palmiye ağaçlarının siluetleri seçiliyordu. Bu bir adaya benziyordu, yemyeşil ve sanki hiç el değmemiş. Yorgunluğu dayanılmaz bir hal alsa da, Tubrom’un içinde büyük bir sevinç belirdi. Belki de bu ada, onun kurtuluşu olacaktı. Bütün gücünü topladı ve son bir gayretle yüzmeye devam etti. Dalgalara karşı mücadele ederken, zihninde tek bir şey vardı: Kurtuluş. Her kulaç, onu daha da yakınlaştırıyordu. Ve nihayet, ayakları kumun sertliğini hissetti. Kıyıya ulaşmıştı.

Tubrom, kıyıya vardığında bitkin bir halde kendini kuma bıraktı. Nefesi düzensiz, kalbi hızla atıyordu. Gözleri kapanmak üzereydi ama dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi. Bu yolculuğun sonu mu, yoksa yeni bir başlangıç mıydı? Tubrom, bu bilinmezliğin içinde, martının ona rehberlik eden çığlığını ve turuncu bandanasını hatırladı. Gözleri kapalı, derin bir nefes aldı ve huzur içinde kıyıda dinlenmeye başladı. Sular çekilirken, adanın sakinliğinde onu nelerin beklediğini bilmiyordu, ama bir şekilde artık yalnız olmadığını hissediyordu.

_________________


Spoiler:
Tubrom Blackbarrel
Tubrom Blackbarrel
Ödül Avcısı
Ödül Avcısı

Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 14/08/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından Bargain Cuma Eyl. 06, 2024 10:46 pm

En son düşünmeyi haklı buldu. Ancak bir B planının olması kendisini daha huzurlu yapardı
Bütün ihtimalleri değerlendiremem, evet
Ama her şeye hazırlıklı olmayı tercih ederdim.
Süpriz bir ekibim olsa...
Süpriz saldırı yapma şansım olsa...

"Evet önce adaya yaklaşıp uzaktan ne olduğunu izleyip öyle karar verelim."

Güvertede rasladığı üçlünün şöyle bir çevrelerinde dolandı önce Bargain. Ricky'nin kaşında ki yarayı ark etmemişti Bargain. Bu tür ayrıntılara daha çok dikkat edip muhabbet konusu olarak kullanması gerektiğini düşünürken Ricky ile gözgöze geldi.

Bu düşünceler içinde sohbete katılmaya dair bir şey yapmak bir yana orada öylece durduğu için rahatsızlık verdiğini düşündü. Bu garip havadan herkesten daha çok rahatsız olmuş ve Ricky'nin denize attığı sigarasına dahi bakmadan yüzünün kıarmasını saklamak ister gibi uzaklaştı. Neredeyse Soru(Kazı) tekniğini kullancak gibi olduğu için kendisini fiziksel antremana vermek istedi.

Gemi marangozun olmamasından ötürü ellerine aldıkları tahtalara bakınca marangozun gerçekten ne i yaptığını düşündü bir an.
Bu tahtalar bir işe yarıyor mu?
Bir iş yaptığı yok mu yoksa?

Kendsini antremana verdiği sırada Erik'in hızının Zeke'ten daha yavaş olduğunu da gözlemlemiş oldu. Kendisinin ise muhtemelen hızı yetiyor ancak yeterince çabuk farkedemiyordu. En yavaşlarının Ricky olduğunu fark etmişti.
Hız sırasına koyduğu zaman en hızlı Zeke, sonra Erik ve peşinden Ricky geliyordu. Hiçbiri tekkai tekniğini aşamayınca terini silip akşam yemeğine ilerlediler. Herkese katılımları için samimi bir şekilde teşekkür etmeyi ihmal etmedi Bargain.

"Sahada daha iyi koordine olacağımızı düşünüyorum" diye de eklemişti teşekkürün ardından.

Gece nöbeti için uygun sıralama sürerken Bargain meditasyon ile sağlamlaştırdığı zihniyle yatağa geçip göreve çıkmadan önce ki düzeninde bir uyku çekti. İlk rütbe ağırlığı ve yeni insanlara olan alışma sürecini atlattığını düşünen Bargain, kaş yarası muhabbetinde nasılda rezil olduğunu düşündü birden. Rahatsızca yatakta dönen bedeni yarın daha az sosyal sorun yaşama umuduyla uykuya dalmıştı.

Sabah uygun saat 8'de kalkan Bargain artık adaya varacakları gün için bedenini yormamaya karar vermişti. Sıkı bir kahvaltı sonrası herkesi bizzat gezip son durum raporu alacak ve herkesi her an tetikte olmaya çağırıp adayı gözlemlemek için uygun bir konum bulmak üzere Nanamiye gidecekti. Nanaminin yanına Putson ile gidip herhangi bir direktifi Putsonun dağıtması üzerine hazır olması gerekiyordu

_________________


Spoiler:
Bargain
Bargain
Denizci
Denizci

Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 22/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından South Blue Anlatıcı C.tesi Eyl. 07, 2024 12:21 pm

Yer: LUAN ADASI

Saat: 13.30
Okyanusun uçsuz bucaksız maviliğinde, her kulaç atışıyla büyüyen bir ada belirmeye başladı. Uzakta, belli belirsiz olan hatları, Tubrom’un her hamlesiyle netleşiyor, adanın egzotik atmosferi gitgide daha fazla hissediliyordu. Adanın kıyısında yükselen ağaçlar rüzgarın etkisiyle hafifçe sallanıyor, yapraklar denizin hafif dalgalarıyla buluşan sahile nazikçe göz kırpıyordu. Gökyüzünde süzülen martılar, adanın tropik doğasına eşlik ederken, uzaklardan gelen maymun sesleri doğanın canlılığını fısıldıyordu. Tubrom'un bandanalı martıya bakacak taakati yoktu bu yüzden uçan martılara dikkat kesilme şansı olmamıştı.

Tubrom en sonunda ayaklarını kumun yumuşak zeminine değdirdi. Küçük bir balık ayak topuğunu ısırarak Tubrom'u selamladı. Ancak sinek ısırığı kadar acımıştı sadece. Tubrom'un AH! Diyecek kadar bile mecali kalmamıştı. Her adımıyla suları yararak kıyıya ilerlerken, sırtına çarpan bir dalga dengesini bozdu ve Tubrom kendini aniden suyun içine devrilirken buldu. Ayak bileğine kadar gelen sularda, yorgun bedeniyle emekleye emekleye sahile ulaştı.

Artık okyanus geride kalmıştı. Tubrom yüzüstü kumsalda uzanmış, derin bir nefesle doğanın seslerini dinliyordu. Göz kapakları ağırlaştı, vücudu kumların üzerinde yavaşça hareketsizleşti. Ormanın derinliklerinden gelen maymun çığlıkları yankılandı; sanki aralarından biri komik bir şey söylemiş de diğerleri kahkahalarla ona gülmüştü. Tubrom çatlamış dudaklarıyla derin bir uykuya daldı.

Rüyasında, iki maymun kollarından sertçe çekiştiriyordu. Turuncu bandanalı martı, alaycı bir şekilde aralarından süzülüp Tubrom'un bacak arasını gagalamaya çalışıyordu. Tubrom bu kabusun içinde kıvranırken, kendisine doğru yaklaşmakta olan bir denizci gemisinden tamamen habersizdi.



Bargain, içten içe yaşadığı sosyal utancı saklamaya çalışsa da, arkadaşlarının onun huzursuzluğunu fark etmediğini bilmiyordu. Gece boyunca huzursuz bir uyku çekmiş, sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp hazırlıklara başlamıştı. Tayfayı organize ederken, gözleri ufukta yeşil adayı bekliyordu.

Bir süre sonra, yeşilliklerle kaplı ada nihayet ufukta belirdi. Net bir görüntü elde etmek için biraz daha yaklaşmaları gerekti. Gemi adaya yaklaştıkça, Esme geminin yukarısına çıkıp gözetleme yapmaya başladı. "Kaptan! Adada bir liman gözükmüyor!" diye seslendi. "Korsanlar da yok! Hiçbir gemi görünmüyor."

Bargain dürbünü eline alıp adayı dikkatlice inceledi. Yeşilliklerle kaplı adanın tepesinde, büyük bir feneri andıran bir tapınak görünüyordu. Ada sessiz ve gizemli bir huzur yayıyordu, fakat bu huzurun altında başka bir anlamı olabilir miydi? Artık Bargain'in emirleri vermesi gerekiyordu. Toplu olarak mı gideceklerdi yoksa part part mı gideceklerdi? Geminn uzakta demirlemesi daha iyi olabilirdi. Ayrıca raporlama için Bargain'in sürekli not alması iyi olabilirdi. Putson'a sorarsa ona küçük bir defter ve kalem getirebilirdi. Ayrıca gemide birilerini bırakacak mıydı ona karar vermesi de iyi olabilirdi.

LUAN ADASI:

Xp ve ödül dağılımı:
South Blue Anlatıcı
South Blue Anlatıcı
Anlatıcı
Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 30/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından Bargain C.tesi Eyl. 07, 2024 1:41 pm

Huzursuz bir uyku sonrası kalktığı yatağını hızlıca düzeltip kitap gibi yaptıktan sonra hazırlıklar için fırlamıştı kamarasından
Bugün aynı pişmanlıkları duymamalıyım!
Gaza geldim!

Gözlerinden saçtığı ateş ile ilerlemesi ilk karşılaştığı insan ile normale dönerken ufuklara doğru bir bakış attı. Artık hedef koordinatlara ulaşmış olmaları gerekiyordu.

Sonunda ada kendini önce gri bir nokta ardından açan bir çiçek gibi renkleri artan bir toprak parçasına dönüşürken Esme2nin sesiyle çınladı ortalık.
Hiçbir gemi yok?
Korsanlar yok?
Liman yok?
Liman nasıl olmaz yahu!

Dürbünü eline alıp inceledi boydan boya. Alnında gittikçe artan ter damlacıklarına aldırmadan gördüklerini değerlendirmeye çalıştı. Gözüne ilk çarpan farklılık tepede ki fenerdi. Neden oradaydı ve ne işe yarıyordu?

İlk olarak hızlı müdahale edilebilecek bir noktada demirlenmesi gerektiğini düşündü.

"Nanami-san bize uygun bir demirleme noktası ayarlayabilir misin?"

Ardından herkesi güverteye toplaması için Putson'a seslendi. Raporlama için yazma çizme görevini Putson'a devredecekti.

"...Bunun için bir kağıt kalem alabilirsin."

Karaya çıkacak ekip ve gemide kalacak ekip olmak üzere güvertede ki elemanları ikiye bölecekti.

"Zeke, Nanami, Valkko, Tenma gemide kalın. Zeke, gemiden ziyade insanları korumak daha önemli bunun için sana güveniyoruz. Putson, Ricky, Erik ve Esme benimle gelsin. Tek sandal ile çıkarız"

Herkesten Anlaşıldı ve ya emredersiniz nidalarını aldıktan sonra yanlarında taşıyabilecekleri erzak ile karaya çıkmak üzere sandala geçecekti. Hazırlıklar sırasında kamarasında ki sırtında "Yüce" yazan cekete baktı tekrar. Bir kaç kere gözüne çarpmıştı bu.
Yabancıların arasında tek tip kumaş giyen bir gezgin gibi görünmek iyi olmaz
Hem bana da yakışır!

Sandalda beklerken ceketi omuzlarına asmış olarak adaya beraber gidecekleri ekibi bekliyordu.

_________________


Spoiler:
Bargain
Bargain
Denizci
Denizci

Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 22/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Tubrom Blackbarrel

Mesaj tarafından Tubrom Blackbarrel C.tesi Eyl. 07, 2024 10:17 pm

Tubrom rüyasında maymunların kollarından çekiştirmesiyle daha da sıkışmış hissediyordu. Bedenini saran bu tuhaf baskı, rüyanın sınırlarını aşıp gerçek hayatta da kaslarına nüfuz ediyormuş gibi görünüyordu. İki maymun, biri sol kolundan diğeri sağ kolundan asılıp kendi taraflarına doğru çekiştiriyordu. Yüzlerindeki o garip, insansı gülümsemeyle hırçınca hareket ederken, aralarındaki alaycı martı havada süzülmeye devam ediyordu. Turuncu bandanası, deniz fenerinin ışığıyla bir an parladı ve ardından martı tekrar Tubrom'un bacak arasına doğru dalışa geçti. Tubrom, içgüdüsel bir şekilde bacaklarını toparlamaya çalıştı, fakat ağırlaşmış bedeni buna izin vermiyordu. Bir anlık boşlukta, martının gagası bacaklarına bir karış kala yön değiştirdi ve keskin bir çığlıkla havalanarak gökyüzünde kayboldu.

Tubrom bu karmaşada bir çıkış ararken, ani bir gürültü duyuldu. Rüzgarın uğultusuna karışan tahta gıcırdamaları ve metalin çarpışma sesi, kafasının içinde yankılanıyordu. Tam o sırada denizci gemisi yavaş yavaş yakınlaştı. Üzerinde duran, eskimiş giysileri ve haşin yüz hatlarıyla bir adam, Tubrom’a doğru elini uzatıyordu. Ama Tubrom ne o gemiyi, ne de uzanan eli fark edebildi. Adanın sahili kendisini kumun içinde boğulacakmış gibi hissediyordu. Nefesini daha hızlı çektiğinde göğsü sıkıştı, kollarındaki maymunlar da onu bırakmaya hiç niyetli görünmüyordu.

Bir an rüyanın kaosu yavaşlamış, Tubrom kendini başka bir yere, başka bir zamana çekiliyor gibi hissediyordu, gözlerini kapattı ve tekrar açtığında hayretler içinde etrafa bakındı, burayı hatırlıyordu yıllar önceydi. Limandaydı; buradaki kokular, deniz suyu ve balıkların karışık, keskin kokusu burnuna doluyordu. Küçük bir çocuktu o zamanlar ve yanında maceracı amca vardı. Adam, sert denizci elleriyle Tubrom’un küçük omzuna dokunmuş, ona bir şeyler anlatıyordu. Tubrom’un dikkatini çekmek istediği her an adamın o kalın ve otoriter sesi yankılanırdı. Kıyıdaki tekneler, ipler ve rıhtımdaki işçilerin sesleri arasında, adam ona elinde tuttuğu eski bir deniz fenerini işaret ederek konuşuyordu. Tubrom her zaman adamın söylediklerini dikkatle dinlerdi; çünkü onun gözünde adam, ne zaman ne yapacağını bilen, bilge bir denizciydi.

"Evlat," demişti bir keresinde adam, “Bu liman, gördüğün her şeyden daha büyük ve karmaşıktır. Denizin kendisi gibidir. Bir gün bu limanın içindeki sırları anlamaya başlayacaksın.” Tubrom, o sözlerin ne anlama geldiğini tam olarak anlamasa da, adamın gözlerindeki ciddiyetten etkilenmişti. O gün, limanda dolaşıp martıları kovalamışlardı. Adam ona martıların aslında ne kadar zeki olduklarını ve denizde nasıl hayatta kaldıklarını anlatmıştı. Tubrom o günden sonra, martıları her gördüğünde bir hürmet duymaya başlamıştı.

Limanda dolaştıkları sırada adam ona denizcilerle ilgili hikayeler anlatıyordu. Limana yanaşan devasa ticaret gemileri, gemicilerin hayat hikayeleri ve her fırtınanın ardında yatan tehlikeler. "Deniz her zaman sakin değildir," derdi adam. "Bir fırtınanın nasıl geleceğini tahmin edebilmek, iyi bir denizciyi kötü olandan ayırır." Bu sözler, Tubrom'un zihninde yankılanmıştı. O an adamın yanında olmanın güvenini hissetmişti; bu hissi uzun zamandır hissetmiyordu, içi biraz hoş olmuştu, gözlerini kırparken etraf tekrar kararmaya başlamıştı.

Gözlerini tekrar açtığında kendisini tanıdık liman sokaklarda bulmuştu, Tubrom’un çocukluğu sadece maceracının hikayeleri ve deniz kenarında dolaşmakla geçmemişti. Sokaklarda koşuşturan diğer çocuklar, Tubrom’un en büyük oyun arkadaşlarıydı. Herkes limanda ne kadar ciddi işlerle uğraşırsa uğraşsın, çocuklar için liman bir oyun alanıydı. Tubrom ve arkadaşları, limanın kenarındaki dar sokaklarda koşuşturur, kırık dökük sandallarla denize açılmanın hayalini kurarlardı. Ama en sevdikleri şey, limana inen martıları kovalamaktı.

Martılar, sokak çocuklarının daimi düşmanıydı. Her gün balıkçıların ağlarından çalıp kaçan bu kuşlar, çocuklar için birer avcının en büyük hedefiydi. Tubrom ve arkadaşları, ellerinde küçük taşlarla limanın etrafında dolaşır, havada süzülen martıları gözlerine kestirirlerdi. Bir gün, Tubrom’un önünde bir martı, yere düşen bir ekmeği kapmak için hızla alçaldı. Tam o sırada Tubrom, elindeki taşı fırlattı. Taş martının hemen yanından geçti ve kuş hızla havalanarak kaçtı. Tubrom’un kalbi heyecandan hızla çarpıyordu; yakalayamamıştı ama bir gün mutlaka başarılı olacağına inanıyordu.

Diğer çocuklar, Tubrom’un cesaretine hayran kalmıştı. Limanın kenarında başka bir kuşun peşine düştüler. Martılar zeki yaratıklardı; kovalamacanın nereye varacağını bilir, çocukları bir o tarafa bir bu tarafa sürüklerlerdi. O günler Tubrom’un aklından hiç çıkmadı. Yüreği bir an bile olsa, o çocukça neşeyi ve martıları kovalarken hissettiği özgürlüğü bir an için tekrar yakalamaya çalıştı. Ama ne yaparsa yapsın, sanki kısıtlanmış gibi hissediyordu, bir anda etrafında diğer maymunlarında geldiğini görünce gözlerini sıkıca kapattı ve tekrardan başka bir yere gitmeyi umut etti.

Gözlerini açmadan karanlığın içine bir anda yıldırım seslerini duydu, bununla beraber gözlerini açtı, uzakta bir tane gemi duruyordu ve bir tane denizci orada duruyor gibi gözüküyordu, ne yaptığını anlamak için gözlemlerken kendisini tekrar o denizci gemisine doğru çekilirken buldu. Gemi yaklaşmıştı; gördüğü kadarıyla tahtaları yosun tutmuş, demirleri paslanmıştı. Kaptanın yüzü gölgede kalıyordu, ama Tubrom onun bakışlarını hissedebiliyordu. Bir an için adamın yüzü o kaptanın yüzüne karıştı. Yılların yorgunluğunu taşıyan, güçlü ama üzgün bir yüzdü bu. "Deniz asla sadece su değildir, evlat," dedi o derin, yankılı sesiyle. "Deniz senin içindedir."

Bu sözler Tubrom’un zihninde patlayan bir şimşek gibiydi. Birdenbire etrafında ki her şey hızlandı. Maymunlar ellerini bırakıp çığlıklar atarak ortadan kayboldu. Martı, bir kez daha bacaklarının arasına dalış yapmaya çalıştı ama bu sefer Tubrom, martının hareketini engelledi. Eliyle sertçe martıyı savurdu. Etrafı beklemediği bir girdaba dönüşüp hızla etrafında dönmeye başladı. Denizci gemisi suyun üzerinde kayboldu, ama o yankılı ses hâlâ zihninde çınlıyordu: "Deniz senin içindedir."

_________________


Spoiler:
Tubrom Blackbarrel
Tubrom Blackbarrel
Ödül Avcısı
Ödül Avcısı

Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 14/08/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından South Blue Anlatıcı Paz Eyl. 08, 2024 8:28 am

Tubrom uykusunda yine o karışık rüyaların pençesindeydi. Görüntüler hızla değişiyordu; bazen çocukluğundan anılar, bazen de tamamen anlamını yitirmiş, karanlık ve tuhaf şeyler. Sanki Tubrom'un zihni, geçmişin hayaletleriyle gelecek endişeleri arasında bir savaştaydı.

Bu esnada, Bargain'in ateşli gözleri alev alev yanıyordu. Fakat o ateş, Dr. Tenma ile karşılaşana kadar sürdü. Limana yaklaştıklarında, doktor, güvertede Bargain'i güler yüzle karşıladı. "Günaydın kaptan. Göreve çıkmak için güzel bir sabah," dedi sıcak bir tonda, Bargain'in yoğun enerjisini dindirmeyi başarmış gibiydi.

Gemi adaya yaklaştığında Nanami'ye dönüp demirlemek için en uygun yeri sordu. Nanami, sahile doğru dürbünle bakarak hızlı bir değerlendirme yaptı. "Kaptan, sahile fazlasıyla yaklaşabiliriz," dedi. Fakat belli bir noktadan sonra sandalla devam etmeleri gerekecekti.

Bargain, ekibi ikiye böldü. Gemi grubunun başına Zeke'yi getirdi. Zeke, direktifi aldığında her zamanki ciddiyetiyle, "Emredersiniz," diyerek karşılık verdi.

Kaptan ve ekibi, sandalın üstüne yerleşirken, gemide kalan grup makaralarla bağlanmış sandalı yavaşça denize indirdi. Bargain'in aklında sadece görev ve disiplin vardı; ne Esme'nin kadınsılığı ne de başka bir dikkat dağıtıcı unsur ona ulaşabiliyordu. Büyük ihtimalle Bargain kasıtlı olarak kendisi istemedikçe de odağı görev disiplininden ayrılmayacaktı. Babasının Capcom'da ona aşıladığı disiplinin etkisi burada daha da net bir şekilde kendini gösteriyordu.

Kürekler çekildi ve ada yaklaştıkça geniş yapraklı ağaçlar daha net görünmeye başladı. Adadan gelen vahşi doğanın sesleri ise büyüleyici ve aynı zamanda rahatsız edici bir karışım oluşturuyordu. Kuç cıvıltıları, maymun çığlıkları, bir hayvanın kükremesi...

Bir süre sonra, kayık yumuşakça sahile vurdu. Birkaç ufak yardımla kayığı tamamen kumsala çektiler. Gözler kumsal boyunca dolanırken hepsi bir noktada duraksadı.

Yaklaşık 100 metre ilerde, kıyıya vurmuş bir ceset dikkatlerini çekmişti. Arada sırada yükselen dalgalar beline kadar ıslatıyordu, sonra geri çekiliyordu. Adam yüzüstü uzanmıştı. Yeni ölmüş gibi gözüküyordu. Putson hemen bunu rapor almaya başladı. Ciddiyetle deftere not alıyordu. Adamı bırakmak bir seçenek ancak adamı bırakmanız halinde  ceset kıyıda çürümeye başlayacaktı. Tabii göreviniz de var. Belki neden öldüğünü anlamaya çalışabilirdiniz.

Aslında bu ceset Turbom'du ve ölü değildi. Bargainler kendisini kontrol etmezse ve uyandırmazsa 3 gün boyunca baygın kalmaya devam edecekti. Uyanınca da yarı ölü vaziyette susuz, takatsiz bir şekilde ayağa kalkmaya mecali olmadan sürüne sürüne hareket etmek zorunda kalacaktı. Hiçbir insanla karşılaşmayıp su bulamazsa birkaç saat yerlerde acı içinde sürünme sonucu geberip gidecekti.

Kısaca Tubrom'un hayatı Bargain'in dudaklarından dökülecek tek emre bakıyordu. Zavallı Tubrom...

XP ve Ödül Dağıtımı::
South Blue Anlatıcı
South Blue Anlatıcı
Anlatıcı
Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 30/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından Bargain Paz Eyl. 08, 2024 11:08 am

Ada yaklaşırken vahşi doğanın seslerinin kıyıya kadar ulaşıyor olması adanın nispeten küçük ancak zengin bir bitki örtüsü olduğunu düşündürttü Bargain'e. Seslerin pek çoğunu tanıyamamıştı. Görsel olarak baktığında tanıyacağını düşünüyordu annesinin ve arkadaşı Ken'nin tasvirlerinden yola çıkarak.

Sahile vardıklarında tek harekette sandaldan indi. Çıplak ayaklarına hareketsiz zeminde ki yumuşak kumların kavramasına izin verdi. Ardından kıyıya çekilmesine yardımcı olmaya yeltendi. Diğerleri izin vermezse bırakacaktı ama.

Sahile şöyle bir göz gezdirdi kollarını bağlayarak. Ardından kıyıda yatan insan bedenini gördü. Diğerleri de bunu görmüş olacak ki Putson durumu yazmaya başlamıştı.
Belki neden öldüğüne bakabiliriz
Ölü mü o?

"Tetikte olalım" diyerek aslında sahile vurmuş olan bedene doğru ilerlemeye başladı.

Adam ile ilgilenmesi için ekibe döndü ve şöyle seslendi herkes ile sırayla göz teması kurarak.

"Durumuna bakalım"

Bu şekilde bir kaç saniye bekleyip gönüllü olarak adama yardımcı olmak isteyen olup olmadığını kontrol edecekti. Eğer gönüllü çıkmazsa kendisi adamı sırt üstü çevirecek ve Esmeden nabzına bakmasını ve yaşıyorsa su vermesini isteyecekti. Çıkan gönüllü varsa ters bir hareket sırasında adamlarını korumak için Soru(Kazı) tekniğini kullanıp müdahale etmek için tetikte kalacaktı.

Uyandırdıktan sonra kendisini tanıtıp ne olduğunu soracaktı.

"Ben Çavuş Bargain. Yardıma ihtiyacın var mı?"

Kimsin? nereden geldin? Ne oldu? Bu adada ne işin var? sorularından sonra Şimdi ne yapacağını soracaktı Bargain. Ada hakkında bilgi almak istiyordu aslında. Belki yardımı da dokunabilirdi...

_________________


Spoiler:
Bargain
Bargain
Denizci
Denizci

Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 22/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Tubrom Blackbarrel

Mesaj tarafından Tubrom Blackbarrel Paz Eyl. 08, 2024 1:14 pm

Oluşan girdabın içine çekilmeye başladıktan sonra, gözlerinin önünden birçok görüntü akmaya başlamıştı. Boğuluyor gibi hissediyordu fakat boğulmuyordu. Artık yüzmekten balık adama dönüştüğüne inanmaya başlamıştı. Bir süre sonra görüntüler kaybolduğunda, kendisini denizin dibinde ve karanlıkta bulmuştu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, altındaki zemin parçalanmaya başlamıştı. Düşmemek için yukarı yüzmeye çalışıyordu fakat kasları yorgundu. Yavaşça aşağıya çekilirken artık kaderine teslim olmuştu.

Delikten düştükten sonra kendisini havada bulunca şaşırdı. Düşmüş olduğu deliğe baktığında aslında bir şelale olduğunu gördü. Aşağıya baktığında, şelalenin gürültülü bir şekilde çağladığını fark etti. Dibe çökmemek için hızlıca atlama pozisyonuna geçti ve şelalenin buz gibi suyuna daldı. Suyun soğukluğu bedenini rahatlatıyor, yorgunluğunu alıyormuş gibi hissediyordu.

Suyun üstüne çıktıktan sonra kafasını sallayarak üzerindeki sudan kurtuldu. Ardından boğazının kuruluğunu fark etti ve suya baktı. Bir şelale suyu olduğu için temiz olduğunu düşünüyordu. Bu düşünceyle birlikte suyu içmeye başladı. Tatlı ve serin su, boğazından geçerken içindeki ateşin yavaş yavaş söndüğünü hissediyordu. Durmaksızın içiyordu, ancak yangını sadece biraz hafifletebiliyordu. Ne kadar süre içtiğini bilmiyordu, ama bir süre sonra suyun üstüne sırt üstü uzandı ve gökyüzünü izlemeye başladı.

Sonunda kurtulmuştu ve temiz bir su bulmuştu. Ancak bir gariplik vardı. Güneşin hala yukarıda olması gerektiğini düşünüyordu. Güneşin konumuna bakarken, bir anda böbreğinin olduğu yerde bir ağrı hissetti. Aynı anda gökyüzünde bir ışık yükselmeye başladı. Beklediğinden daha parlak ve yoğun olan bu ışığı engellemek için elini siper etti ama işe yaramıyordu. Kulağında dalga sesleri yankılanmaya başlamıştı. Nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu fakat her yanını saran bu ışıkla kör olmuş halde, sadece gözlerini sıkıca kapatmayı başarabiliyordu.

_________________


Spoiler:
Tubrom Blackbarrel
Tubrom Blackbarrel
Ödül Avcısı
Ödül Avcısı

Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 14/08/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası - Sayfa 2 Empty Geri: [BARGAIN ve TUBROM] Luan Adası

Mesaj tarafından South Blue Anlatıcı Çarş. Eyl. 11, 2024 11:11 am

Gemi adadan fazla uzakta değildi, ancak ekibin sandalı sahile çekmesi gerekmişti. Bargain ve ekibi, suya batmış ayaklarıyla yavaş ama kararlı adımlarla sandalı kıyıya doğru çektiler. Kumun yumuşak yüzeyi, ayaklarının altında kaygan bir his bırakıyordu, ancak hepsi birlikte çalışarak kayığı tamamen sahile oturttular.

Bargain, kısa ve net bir komut verdi, "Tetikte olalım." Bu basit uyarı, ekibin içgüdüsel olarak silahlarına uzanmasına neden oldu. Herkes elini silahına götürdü, ancak kimse henüz silahlarını çekmedi. Gergin bir sessizlik hâkimdi, sanki en ufak bir hareket, belirsiz bir tehlikeyi tetikleyebilirdi.

Rick bu sessizliği bozan ilk kişi oldu. Kumlarda yatan vücudu görünce, "Adam ölmüş amk," dedi, doğal bir şekilde şaşkınlığını dile getirirken kısaltma kullarak argoya kaçmıştı.

Bargain,  "Duruma bakalım," dediğinde ekibin birbirine bakmasına tanık oldu. Kimse ilk hamleyi yapmak istemiyor gibiydi. Bakışlar arasında kısa bir sessizlik hüküm sürdü.

Sonunda, Esme'ye döndü ve ona bir şeyler yapmasını söyledi. Esme, başta şaşkındı; ancak görev bilinci devreye girdi. Görevi reddetmeyeceğini biliyordu. Bir an duraksadı, sonra adamın bedenini ayağının ucuyla dürttü. Hiçbir tepki gelmeyince, ayağıyla adamı yavaşça sırt üstü çevirdi. Ancak ölü bir bedene dokunmak istemediği her halinden belliydi. Bargain'e dönüp, "Kaptan… Ben ona dokunmak istemiyorum," dedi, sesi titreyen bir çocuk gibiydi, ki bu hali Esme'nin normal duruşuna uymuyordu. Esme'nin başından beri koruduğu o profesyonel duruş sanki şimdi yıkılmış gibiydi.

Bu sırada, Putson araya girdi, "İlk yardım konusunda çok bilgim yok ama bahriye eğitiminde nabız ölçmeyi göstermişlerdi. Ben bakabilirim," diyerek gönüllü oldu. Bargain izin verirse adamın nabzına bakacaktı ve birkaç saniye sonra, "Yaşıyor!" diye şaşkınlıkla bağıracaktı.

Şaşkınlık havası dağılmadan, Putson hemen adamın ağzına su dökmeye başladı. Baygın Tubrom, refleks olarak suyu içtikten sonra gözlerini yavaşça açtı. Karşısında Putson'un masum yüzü belirmişti; adeta gökten inen bir kurtarıcı gibiydi. Tubrom, biraz sersemlemiş olsa da artık hayattaydı ve farkında olmadan bir denizci tarafından kurtarılmıştı.

Tubrom etrafına baktığında karşısında dört erkek denizci ve bir kadın denizci duruyordu. Kadın olan biraz suratsız gözüküyordu ancak fiziki olarak fit duruyordu. Bu bir rüya olamazdı. Gerçekten de kurtarılmıştı. Erkek denizcilerden birisi üst rütbeli gibi görünüyordu. O kişi, Tubrom’a yaklaşarak,  "Ben Çavuş Bargain," dedi, sesi soğukkanlıydı ama ciddiydi.  "Yardıma ihtiyacın var mı?"

Tubrom sorulara cevap verdikçe, Bargain bir dizi soru sormaya başladı: "Kimsin? Nereden geldin? Ne oldu? Bu adada ne işin var?" Tubrom cevapladıkça yeni soru geliyordu. En son Bargain, adamı dikkatle dinledikten sonra, sorulması gereken en önemli soruyu sordu: "Şimdi ne yapacaksın?"

Bu soru aslında Bargain’in ekibine de sorulabilirdi. Şimdi ne yapacaklardı? İskelesi olmayan bu vahşi adada keşfe nereden başlayacaklardı? Ormana mı gireceklerdi? Yoksa adanın etrafını dolaşmak mı daha mantıklıydı? Ki bu uzun zaman alabilirdi. Ya da adanın kendine özgü bir sırrı mı vardı?

XP ve Ödül Dağıtımı::
South Blue Anlatıcı
South Blue Anlatıcı
Anlatıcı
Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 30/07/24

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

2 sayfadaki 3 sayfası Önceki  1, 2, 3  Sonraki

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz